Alfabede sınıflamak için harf bulamadığımız yeni nesil hangi kuşak bilemiyorum ama üzülerek söylemeliyim ki güzel vatanımıza neredeyse düşman kesilen ve yanlışlarını üstünkörü savunan bir kesim var. Birazdan aktaracağım diyalog bunun örneği olur nitelikte. Şöyle ki kitap alıntılarımı yaptığım bloğumda gündeme dair bir genç kardeşimiz ile aramızda geçen diyalog bu gençlerin doğru sandığı yanlışlarla bir sarmaşık gibi zihinlerinin örtüldüğü gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor. O diyaloğu birebir aktararak yorumu sizlerin anlayışınıza bırakıyorum:
Genç: Suriye’yi güvenli bölge bahanesiyle işgal edip, Müslüman Kardeşler gibi cihatçı örgütlere açıktan destek veren; Esad rejimini apaçık düşman ilan edip sonrasında “Şam’da namaz kılacağız inşallah” diyen Türkiye, bu Siyonist yapının tam olarak neresinde yer alıyor?
Cevaben: Bu düşüncelerle siyonist tabana bilmeyerek hizmet ettiğinizi bilmenizi isterim. Suriye’yi işgal ettiğimiz falan yok, kendi sınırlarımızı korumaz isek güzel vatanımızı tam da siyonistlerin arzuladığı gibi açık hedef haline getirmiş olacağız. Siyonizme kati şekilde karşı çıkan bir ülke olarak “Siyonizmin neresinde Türkiye?” sorusuna olabildiğince dışındayız ve dahi bu kirli yapının apaçık düşmanıyız diyebilirim. (Çoğu ülkenin korkularından İsrail’i kınamaktan dahi çekindiği bir arenada üstelik). Mısır meselesine gelince, askeri darbelerle özgür halkın sesinin kısılması dünyanın hiçbir yerinde kabul edilebilir değildir. Kitabı okudu iseniz tam da bunlardan bahsediyor aslına bakarsanız!
Genç: Her ülke kendi sınırını korumak için komşu devletin iç işlerine karışacaksa Yunanistan devletine de asker yığılsın madem onlarda adaları silahlandırıyor şuan. Bu ne kadar saçma bir mantık değil mi? Bir ülke başka bir ülkeye askeri operasyon düzenleyerek sınırını korumaz; bizim hava savunma sistemimiz, silahlarımız yok mu? Kendi sınırlarına yığarsın bunları yaklaşan tehditleri savurursun. Ek olarak daha Türkiye’nin kendi içinde terör bitmemişken başka bir ülkeye karışması mantıklı değil. Hala Türkiye sınırını korumak için Suriye’ye girdi diyorsanız hatırlatırım: İsrail’de Filistin devletini bir tehdit olarak gördüğü için işgal etti. Benim biraz olsun vicdanım olduğu için bu iki işgale de karşıyım ancak siz anlaşılan gerici ve milliyetçi olduğunuz için işgal eden devlet İsrail olunca “Katil İsrail” sizin devletiniz olunca “Sınırımızı koruyoruz” diyorsunuz. Son olarak 17 yıllık kısacık hayatım boyunca hep Amerika, İsrail gibi işgalci devletlerin karşısında durdum ve yaptıkları her hareketi bireysel olarak kınadım ancak bunları yaparken kendi ülkemin yaptıkları hataları da görmezden gelmedim. Unutmayın bir gün başka bir komşu ülkede Türkiye’ye sınırlarını korumak için saldırabilir. 🙂
Cevaben: Doğru tektir. Ama bu devrin gözlükleri doğruyu yanlış yanlışı doğru gösterebiliyor, o yüzden çok dikkatli olmak lazım! Türkiye kapısının önündeki yangına orası kapımın önü beni ilgilendirmez dese, yangın kendisine sıçrayacak ve önüne geçilemez boyutlara varacak. Kaldı ki yangından kurtardığı masumlara da kol kanat geriyor Türkiye’miz. Yoksa kimsenin içişlerine karışma gibi bir niyetimiz yok. Aksine Yurtta sulh cihanda sulh anlayışı hâkim. Vatanımızdaki terörün yuvalandıkları bölgelerden biri de maalesef Suriye. O yüzden orası bizi fazlasıyla ilgilendiriyor. Yunanistan keyfini sürüyor rahatlığının bu arada. (savaş yok orada Suriye’deki gibi dikkatinizi çekerim), Buna rağmen ne anlaşma dinliyor(Lozan) ne kural. Türkiye’mize ahkâm kesiyor tıpkı İsrail gibi, Avrupa’nın şımarık çocuğu olarak… Yunanın Kıbrıs’ta ne işleri vardı diye kendinize sormanız gerekir ona kalırsa. Silahsız olması gereken adaları hukuka aykırı davranarak nasıl silahlandırdığını kendi ağzınızla söyleyerek çelişiyorsunuz kendinizle üstelik. “İsrail’de Filistin devletini bir tehdit olarak gördüğü için işgal etti” cümleniz korkunç! Böyle mi kınıyorsunuz Siyonist İsrail’i! Zaten ya barış götürürler yâda ülkeler tehdittir İsrail gibi zalim ülkelere göre. Ama güzel vatanımızı neyle itham ettiğinize lütfen dikkat edin. Biz her zaman mazlumun yanında olan onurlu duruşuyla dünyaya ders veren bir ülkeyiz! Bu sözlerim umarım sizi ikna etmeye yeter, çünkü dile getirdiğim bu gerçekleri dahi göremiyor iseniz sözleri israf etmeye gerek yok! Velhasıl bu mesele uzun ve derin. Boğulmamalı yalan yanlış bilgilerin dipsiz kuyularında.
Her daim doğruları görebilmemiz ümidiyle…