reklam
reklam
DOLAR42,5357% 0.07
EURO49,6315% 0.06
STERLIN56,8506% 0.12
FRANG52,9777% 0.17
ALTIN5.776,47% 0,41
BITCOIN92.069,83-1.163

Yaşamak Sevmekle Başlar

Yayınlanma Tarihi : Google News
Yaşamak Sevmekle Başlar

İnsan olmak, dünya meşakkati içinde uğraşmak, nefes alıp vermek midir sadece? Ya da yılların, mevsimlerin, takvim yapraklarının yorgunluğunda, bir bedenin dünya denen handa misafirliği midir? Yoksa bir cüsse olan bu etten ve kemikten mülhem suretin ardında, ruhun kanatlanıp semalara yükseldiği, aşk denen iksirle mest olduğu bir serüven midir?

İnsan ve sevmek madde ve mananın, zar ile mazrufun tamamlayıcı unsurlarıdır, birinin eksikliği diğerini ne kadar anlamlı bırakabilir ki?

Sevmek, bir hâlden ibaret değil; bir uyanış, bir başlangıç ve tutkudur… İnsan, sevdiği her şeyde sadece bir başkasını değil, kendi kayıp yarısını bulur adeta. Dünyanın en ıssız çölünde bir vaha, en karanlık gecesinde bir yıldızdır sevgi. Sevgi, bir aynadır; içinde hem kendi suretini hem de o suretin ardında yatan sırrı barındırır. Bu sır, insanın kendi varlığını aşarak, başkalarıyla, doğayla, hatta bütün kâinatla kurduğu bağın şeklidir aslında. Bir çiçeği sevmek, bir kediyi okşamak, bir çocuğun gülüşünde kaybolmak, bunların hepsi, varoluşun o büyük orkestrasında, notaların ahenkle birbirine karıştığı etkileyici melodiye eşlik etmektir bir bakıma…

Yaşamak, sevmekle başlar bidayette. Bir nevi yeniden doğuştur bu. O ana kadar bir kış uykusunda, donuk ve renksiz bir surette varlığını sürdüren insan, sevgiyle tanış olduğunda baharı karşılar. İçindeki buzullar erir, toprağına can suyu damlar ve o toprakta çeşit çeşit güller, bahar çiçekleri filizlenir. Hayat insana, insan ise hayata, ancak sevgiyle değer ve anlam katar. Toplum denilen büyük ağacın dalları, sevgiyle yeşerir. Birbirine kenetlenmiş eller, omuzlar, sevgiyle kurulan köprüler hâlinde birbirine bağlanır. Bireysel olarak bir başkasının derdine ortak olmak, bir yoksulun elini tutmak, bir yetimin başını okşamak, sadece birer eylem değil; bağlılığın ve vefanın tezahürüdür. Toplumsal vicdanın damarlarında dolaşan kan, sevgi damlalarıyla beslenir. O damlalar kurursa, o vicdan da çoraklaşır, o toplumun ruhu da sönmeye yüz tutar. Yüzlere vuran hüzün perdesi, zamanın yorgunluğundan bükülen omuzlar, sevginin ab-ı hayatıyla yıkanır ve yeniden hayat bulur.

Entelektüel bir derinlikle, ahlaki ve felsefi bir bakışla bu mesele sadece duygusallıkla açıklanacak bir husus olmaktan çıkar. İnsan olmanın, ahlak denilen o çetrefilli yolda nasıl yürünmesi gerektiğinin kılavuzu olur sevgi. Ahlak, sevginin pratik alandaki yansıması olarak hayat bulur. Kendini değil, başkasını düşünmek, doğru ve yanlış arasındaki ince çizgide yürürken pusula edinmek, ancak sevgi denen kucaklayıcı duygunun ışığıyla mümkün olur. Aşk, en büyük öğretmendir, neyi nasıl yapacağını, neye nasıl kıymet vereceğini öğretir insana. Felsefe, varoluşu sorgular; insan kimdir, nereye gider, ne için vardır? Bu suallerin en tatmin edici cevaplarından biri de, sevginin bizzat kendisidir. Zira insan, ancak sevdiği zaman, kendi varlığının sınırlarını aşarak, ebediyete ulaşır. O zaman anlar ki, yaşamak, sadece ömür dediğimiz bir zaman dilimi değil; bir kalbin başka bir kalpte atışıdır.

Bir başka zaviyeden sevgi, kâinatın yaratılışının asıl sebebidir. İnsan, kendi içindeki o ilahi sevgi tohumunu büyüttükçe, kendi özüne, hakikatine yaklaşır. Sevmek, bir arayıştır bu nedenle; ilahi olanı insani olanda bulma arayışı. İnsan olmak, bu arayışın bizzat kendisidir. Bu arayış, bazen hüzünle, bazen kederle, ama her daim sevgi dolu bir umutla yapılan yolculuktur. O yolda bazen kaybolur insan, bazen düşer; ama sevgi her defasında yeniden ayağa kaldırır ve o yolda yürüme cesaretini ve fırsatını verir.

Yaşamak sevmekle başlar… Ve insan, sevdiği sürece var olur, varlığını anlamlandırır. Sevmek, bir ahlak felsefesi, bir yaşam sanatı, bir inançtır işin özünde… Derd-i aşk ile yanmak, sadece bir dert değil, aynı zamanda dermanın da kapısıdır. Sevmek, bir nevi yâd etmek, bir nevi anmak ve ebediyete selam durmaktır.

Bireysel olarak insanları olgunlaştıran, manevi olarak yücelten, toplumsal olarak birbirimize bağlayan bağlardan biridir sevgi… Zira insan olmak, sevmenin mertebelerini adım adım çıkmakla başlar. Ve en üst mertebelere ulaştığında, hayatın kendisi de yeniden başlar insan için.

O nedenledir ki hayatın en büyük rehberi sevgi değil midir?

YORUM YAP