Sivassporumuz 2000 yıllar itibariyle hep başarılı sezon yaşayıp bizlere de devamlı mutluluk yaşattı. Süper lige ilk çıkışının ardından yakaladığı önemli başarılar bizleri hep mutlu etmeye yetti. Daha sonra bir küçük düşüşün ardından tekrar şahlanan bir takım. Ziraat Türkiye kupasını kazanma başarısı ve Avrupa kupalarında yakaladığı başarılar. Bu başarıları anlatmakla bitiremeyiz.
Bu sıraladığımız sportif başarıların yanı sıra kulüp idaresi anlamında da yakalanan başarı çizgisi tüm ülkemize örnek olmuştu. Her ne kadar çok transfer yapılmıyor diye eleştiri alsalar da mali açıdan önemli işler yaptılar. Ayrıca transfer yapmadılar görüşüne ben şahsen katılmıyorum. Sivasspor gibi kendi yağı ile kavrulan bir takım olarak çok kıymetli transferler yaptıklarını söyleyebilirim. İleri ki yıllarda bu durum daha net görülecek.
Bu mali tabloyu idare eden isim belli ona destek veren yönetimde belli idi. Bu ekip uzun yıllar birlikte önemli başarılar gösterdi. Daha sonra yaşanan gelişmeler neticesinde yönetim ve başkan değişti.
Bu değişim neticesinde bazı işler farklı yürüdü veya yürümedi. Sportif olarak belki de en kötü sezonu geride bıraktık. Böylesine tepkisiz bir takım bizim tarihimizde hiç olmamıştı. Daha öncede küme düştük, ama takım elinden gelen son gayreti sezonun son maçının son dakikasına kadar sürdürmüştü. Her takım küme düşebilir düşmek dünyanın sonu değil. Lakin bizleri üzen ve endişeye sürükleyen ekonomik açıdan da küme düşmüş olmamız diyorum.
Şu anda yaşadığımız belirsizlik ve cevap bekleyen birçok soru hafızamızda dip diri duruyor ve de bizleri zorluyor. Bu soruların bazıları; Neden küme düştük, Neden bu kadar borç oluştu, Neden bu kadar sessizlik var, budan sonraki süreçte neler olacak gibi birçok sayamadığımız sorular cevap bekliyor.
Bu tür sorulara cevap bulunur mu bilenmez ama Sivasspor’da önemli bir sıkıntı olduğu gerçeği çok net karşımızda duruyor. Bu sıkıntılı süreci aşabilmek için öncelikle güç birliğine ihtiyaç var. Bu nasıl bir güç derseniz, şehrimizin seferberlik gücü derim. Yani hepimizin taşın altına gücümüz oranında elimizi uzatmamız gerekir. Şayet bu sıkıntılı duruma duyarsız kalırsak birçok şehir takımı gibi yok olur gideriz. Bu tür sıkıntı yaşayan takımların örnekleri oldukça fazla, anlatmaya gerek bile yok.
Şehrimizde şu an çok büyük bir sessizlik ve belirsizlik var. Öncelikle bu durumdan kurtulup sıkıntıları dillendirmemiz lazım. Akabinde de yapılması planlanan çözümleri konuşmalıyız. Görünen duruma göre bu sıkıntıyı bir veya birkaç kişinin çözmesi zor gözüküyor. Sivas’ı ve Sivasspor’u seven herkesin katkı sağlaması gerekli. Öncelikle Şehrimizin amirleri ve siyasiler olmak üzere harekete hemen geçilmeli. Çözüm yolları araştırılmalıdır. Birde her kafadan bir ses çıkarıp ortamı bilgi kirliliği ile meşgul etmemeliyiz.
Şehrimizde takıma katkı verecek ne kadar iş insanı varsa hepsinin öncelikle bir araya gelip ciddi tavırlar sergilemesi gerekir. Şehrimizin diğer unsurları da var gücüyle takıma sahip çıkıp, destek olmalıdır. Gün destek günüdür.