Kötü başladığımız bu sezonda yakaladığımız başarılarla yolumuza devam ediyoruz. Çok uzunca bir süre mağlup olmadan önemli skorlar yakalayarak yolumuza devam ederken Gençlerbirliği deplasmanından alınan galibiyetle yenilmezlik serimizi 12 maça çıkarmış olduk. Karşılaşmanın ilk yarısına baktığımızda istediklerini yapamayan bir Sivasspor sahadaydı. Bunun yanı sıra ev sahibi Gençlerbirliği takımının da lige tutunmak adına son şansları olan bu karşılaşmalarda elinden gelen tüm çabayı ve gayreti gösterdiğini de görmüş olduk.
Özellikle Sivasspor’un ileri uçtaki oyuncularına karşı aldığı tedbirlerle boş alan bırakmadan oynamaya çalışan bir Gençlerbirliği takımı vardı ki, bunda da oldukça başarılı olduklarını söyleyebiliriz. İlk yarı boyunca bizim rahat tavrımız, Gençlerbirliği karşısında defansif yönden önemli işler yapamayışımız gibi başlıca sıkıntıların yanı sıra orta saha elemanlarımızın da defans hattındaki oyuncularımıza çok fazla katkı sağlayamaması kalemizde 2 gol görmemize sebep oldu. Yediğimiz 2. gol adeta ders niteliğinde gollerdi, takımın defans oyuncularının tamamen geriye çekilerek oyuncuya hiçbir müdahale etmemesi tamamen acemice hatalardı. Bu gol tabii ki ev sahibi Gençlerbirliği takımını daha fazla umutlandırırken bizlerin ise morallerimizin bozulmasına sebep oldu.
İlk yarı çok net diyebileceğimiz pozisyon yakalayamadık. Akıllarda kalan sadece Robin YALÇIN’ın ceza alanı dışından attı şutu söyleyebilirim. İlk yarı 2-0 ev sahibi takımın üstünlüğü ile sonuçlanması Sivasspor ve bizler adına büyük bir şok etkisi yaratmış oldu. Futbolda bu tür sonuçlar, bu tür oyunlar mutlaka var. Tüm karşılaşmaları aynı performansla oynayacaksınız diye bir kaide de yok. Bizlerde Sivasspor taraftarları olarak çok fazla panik yaparak ve çok fazla eleştiride bulunarak, bu ilk 45 dakikanın şoku atlatmaya çalıştık ama bu noktada daha sabırlı olmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Karşılaşmanın 90 dakika olduğunu da hiçbir zaman unutmamamız gerektiğini belirtmeliyim.
Karşılaşmanın ikinci yarısına gelecek olursak Rıza ÇALIMBAY’ın teknik adam olarak Türk futbolunda önemli bir tecrübeye ve bilgi birikimine sahip olduğunu hep birlikte görmüş olduk. 3 oyuncu değişikliği ile oyuna müdahale eden Rıza hoca uzunca bir süre forma giyme şansı bulamayan Felix’in yanı sıra Claudemir ve Kayode’yi de sahaya sürerek tamamen ofansif bir futbol oynama arsuzunda olduğunu gösterdi. Çabuk oynayarak ve rakibin defans hattındaki oyuncularının dengesini bozacak bir oyun kurgusunu benimsedik. Bu konuda da kesinlikle başarılı olduğumuzu belirtmek istiyorum. İkinci yarı Sivasspor oyunu tamamen rakip yarı alana yıkarak devam etti, ama yine de uzunca bir süre golbulamadı. Gol pozisyonlar bulduk ama değerlendirme noktasında sıkıntılar yaşadık.
Rıza hocanın bir sonraki oyuna müdahalesi Kone’yi oyuna dahil etmek oldu, böylece tamamen ofansif birtakım görüntüsüne geçmiş olduk. Kone’nin oyuna girişi ile birlikte Erdoğan sağ kanatta tek olarak oynamaya başladı. Karşılaşmanın başından beri çok fazla verimli gözükmeyen Erdoğan YEŞİLYURT bu dakikadan sonra daha istekli, arzulu ve sağ kanattan atak geliştirmemiz de önemli bir etken oldu. 78. dakikada Erdoğan’ın yine sağ taraftan getirdiği ve ortaladığı topa Felix’in güzel bir kafa vuruşu yaparak takımımızı ve bizleri umutlandıran o kafa golünü atmış oldu. Felix’i de buradan kutlamak istiyorum Sivasspor’a büyük umutlarla gelmişti ama çok fazla forma şansı bulamadı, bu karşılaşmanın ikinci yarısında 45 dakika sahada yer aldı ve ilk golünü atmış oldu. Bu golden sonra Gençlerbirliği takımı da tamamen panik havasına bürünerek skoru koruma çabası içerisine girdi. Her iki takım futbolcularına baktığımızda Sivasspor takımıızın kalite farkının bu maçın son bölümünde daha da öne çıktığını görmüş olduk.
Maçın başından itibaren 3 oyuncuyla durdurulmaya çalışılan Max GRADEL karşılaşmanın 84. dakikasında yakaladığı fırsatı değerlendirerek Kayodenin attığı golün asistini yapmış oldu. Kayode’nin topu filelere göndermesiyle karşılaşma 2-2 beraberliğe gelmiş oldu. Sivasspor tarafına bu beraberlik skoru yeterli miydi? Tabii ki de değildi 3. gol arayışları da son hız devam etti. Kalan sürede Tabii ki yakaladığımız önemli pozisyonlar da oldu. Kone ile ceza alanında gole yaklaştığımız bir anda Kone’nin Kayode’ye için yaptığı sert ortasında defans oyuncusunun araya girmesiyle 3. ve maçın son golüde ağlarla buluşmuş oldu.
Sonuç olarak Ankara’da Eryaman stadyumunda önemli bir geri dönüşle güzel bir galibiyet aldığımızı belirtmek istiyorum. İlk yarıda oynanan oyunun kötü olduğunu bu oyunun tabii ki futbolda olabileceğini ama biz taraftar olarak panik yapmadan ve bu tür oyunların ardından da eleştiriyi çok fazla abartmadan takımımıza destek olmalıyız. Sezon başından beri takımımızın iyi bir kadro kalitesine sahip olduğunu Süper Lig’de üst sıralarda yer alması gerektiğini hep belirtmiştim ama bazı taraftarlarımız buna inanmak istemedi. Diğer takımları örnek gösterdiler bugün örnek gösterilen takımlara baktığımızda hemen hemen aynı puan ve sıralama noktasındayız.
Sivasspor’lu Yiğidolar olarak takımımızın kıymetini her zaman için bilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte Sivasspor ne kadar puan toplarsa kardır mantıyla tüm maçlarını oynayacaktır. Sivasspor artık ligi ilk 6 takım arasında bitirebilmek adına önemli bir başarı yakalamıştır. Sivasspor, Sivas’ımızı ve Yiğidoları her yönüyle mükemmel temsil ettiğini düşünüyorum. Onun için Yiğidolara yürekten başarılar diliyorum. Önümüzde oynayacağımız Beşiktaş karşılaşmasında da takımımıza yürekten başarılar diliyorum.