Sivasspor’umuz ligin ilk 8 haftasında Avrupa maçlarının mental yorgunluğunun gölgesinde geçirdi. 3 günde bir maç trafiği, yurtdışı seyahatları, sakatlar, Covid,-19, Milli Takım’a gidenlerin dönüşünün gecikmesi derken son 2 haftadır geçen yıl ki Sivasspor yolunda ilerleyeme başladı.
Klasik Rıza Çalımbay futbol görüşü bu yılda hiç sekmeden devam edecek gibi duruyor. Yani her zaman kazanmak için oynamak. 8 haftada Fayçal öncülüğünde ikinci bölgede oyunu genişletip ters toplarla hızlı kanat değiştirebilen, orta sahaya karakteristik sert özellikli oyunculardan kurmak, ikili mücadelelerde ayakta kalabilen ve çok koşan oyuncuların dahil olduğunda ligin en tehlikeli takımları arasında yer alıyoruz. Ancak yediğimiz gollere de değinirsek savunma oyuncularımızın pasör özelliklerinin sınırlı olması bazı maçlarda bize puan kayıplarına neden oldu.
Aldığımız 9 puanı maç maç yayarsak, iyi oynadığımız maçları kötü bitirdik, son dakikaları oynayamadık, şansız goller yedik şeklinde klasik cümlelerle sıralayabiliriz ama en büyük etken stadyumu dolduran yiğidoların desteğini tam olarak arkasına almış bir Sivasspor göremedik. Yiğidoların stadyumları dolduramamasının elbette bir takım prosedürlere takıldığını da unutmamak lazım. TFF’nin talimatları, aşı durumu ve maç saatleri derken geçen yılki yiğidoların eksikliği bence ilk 8 haftanın eksiklerinden.
Gelelim bazı dikkat geçen istatistiklere; bunlarında başında Süper Ligin ilk 8 haftasında sahaya çıkan oyuncular arasında 30.3 yaş ortalaması ile ligin en yaşlı takım olduğumuz dikkat çekiyor.Hakan Arslan ve Uğur Çiftçi’nin ise hiç maç kaçırmaması, Uğur’un 1290 dakika oyunda kalarak takımda en çok süre alan oyuncu olması, Yatabare, Sefa ve Felix’in maçların genelinde ikinci yarılarda oyuna giren oyunclar olması, forvet oyuncusu Leke James’in ligde hiç gol atamaması, Goutas 4 gol atarak takımın en golcü oyuncu olması da dikkat çeken istatistiklerinden başında yer alıyor.