İsrail, önce Hizbullahçılara el altından verdiği çağrı cihazlarının tek bir kaynaktan dağıtımını yaptırarak, cihazlarda bulunan bataryaları kısa devre yaptırarak, bir bomba gibi patlattı.
Ardından telsizlerde de aynı şekilde bataryaları patlatıyor ve sonuç ortada.
O yüzden yüksek teknoloji ürünlerini siz üretemiyorsanız, montaj demontaj, röportaj kurtaj murtaj adı altında meydana çıkıp da, üçü beşten atmanın çok kimseye faydası yok.
Soru ve sorun şu, herkesin elinde bulunan akıllı telefon, dizüstü, tablet gibi cihazlarda da aynı şekilde bataryaların yazılımla erişilip patlatılması mümkün mü?
Evet, kısaca “mümkün” diyebiliriz..
Ancak son dönemde üretilen tüm telefon, tablet ve dizüstü gibi ürünlerde gömülü batarya teknolojisi kullanılıyor. Buda tehlikeyi bir kat daha arttırıyor. Çünkü bataryaya dışarıdan erişiminiz hemen hemen imkansız hale geliyor.
Hatırlarsanız, İsrail’e insanı yardım götüren Mavi Marmara gemisinde olaylar olduğunda ve yanlış hatırlamıyorsam 11 kişinin, İsrail teröristlerince vahşice katledildiği olaylarda, Türk haber ajanslarının bilgi akışı kesilmiş, sağlık ve doğru haber verilememiş, saatler yada günler sonra haber akışı başlamıştı.
Bu nedenle teknoloji üretme yolunda yarışa başladıysanız, boyacı küpü gibi daldırıp çıkarmakla olmuyor. Uzun ve epey yorucu bir AR-GE hikayesiyle yola çıkacaksınız.
Bugün hayatımızın her alanında sıklıkla kullandığımız her teknoloji ürününün, bütün sırları ortaya dökebileceğini biliyor muydunuz?
Yeri ve zamanı geldiğinden her şeyin ayan beyan ortada olacağını, istediğiniz kadar kıvırsanız da, inkar da etseniz, baştan sona tüm hikayenin ortaya saçılacağını bilmelisiniz.
Bu da işin diğer bir yönü.
Bir tarafta, taşınabilir bir cephanelikle birlikte yürümek ve yaşamak, diğer tarafa bütün herşeyinizin, hayatınızın deşifre olması.
Hatırlarsanız, bundan 10-15 yıl kadar önce, bütün Türkiye’de enerji üretim tesisleri sustu, sonra ülkeyi koskocaman bir karanlık karşıladı.
Devletin en başından en sonundaki bireye kadar kimsenin bir şey bilmeyip, bir şey yapamadığı, dağ taş toprak olup sustuğu günlerin arkasından, işte öylesine birkaç kuru açıklama yapıldı.
Ama bugün o olayda, Diyarbakır’da işlenen Narin kızımızın hikayesinde olduğu gibi, kimse gerçeği bilmeden kapanıp gitti.
O gün aslında neler olup bittiğini iyi kötü görebilmiştim. Türkiye’nin enerji dağıtım yazılımının veri tabanı adı Amerikan olan ama menşei İsrail olan bir veri tabanı idi. Bugün hala o veri tabanı kullanılıyor mu bilmiyoruz?
Kullanılıyorsa vay halimize!..
Tarladaki buüday, ahırdaki inekten sonra, umudumuz teknolojiyi de kaybetmşiz.
Yani ölmüşüz ağlayanımız yok!..