Yazıma çok bilindik bu başlıkla başlamak istedim. Evet, Türk medyası İstanbul’a kar yağmadan yurda kışın geldiğini anlamıyor. Medya kuruluşlarının genel merkezlerinin İstanbul’da oluşunun bu ifadenin oluşmasında etkisi büyük olmadı. Meslekte yaklaşık 28 yılı geride bıraktım. Bu süre zarfında; yerel medya, ulusal medya ayrımına hep şahit oldum. Aslında nerede görev yapıyor olursa olsun, gazeteci- gazeteci değil midir? Yapılan işin farkı nedir. Biri Anadolu’da her hangi bir konuyu yurda duyurmanın, diğeri de İstanbul’da yaşanan bir konuyu Anadolu’ya duyurmanın derdinde değil midir? Meslek hayatım boyunca uluslararası bir haber ajansında çalıştığım, yurt içinde ve dışında farkı noktalarda görev yaptığım için bu ayrımın çokta hedefinde olmadım, ancak rahatsızlığını hep duydum.
Türkiye Spor Yazarları Derneği’ni (TSYD)herkes bilir. 14 Nisan 1963 yılında kuruldu. Bakanlar Kurulu kararıyla adının içerisinde Türkiye ifadesinin yer alması sağlandı. Bin 700 üye ve 11 şubesi ile Türkiye’nin en büyük meslek örgütlerinden birisidir. Son yıllara kadar Anadolu basını bu büyük ve güçlü yapı içerisinde hep zayıf kaldı. Benim tabirim ile mösyölerden fırsat bulamadı. Bu yapı içerisinde Anadolu horlardı, ötekileştirildi ve hep hafife alındı. Ta ki Oğuz Tongsir’in göreve gelmesine kadar. Oğuz Tongsir, Anadolu’da ki şube ve üye sayısını arttırdı. Anadolu’da ki her bir üyenin TSYD’nin sağlamış olduğu imkanlardan istifade etmesini sağladı. Anadolu’da görev yapan meslektaşlarıma çok görülen itibar ve saygıyı teslim etti.
Ülkemizin ve camiamızın bu güzide kurumunda geçtiğimiz süreçte Anadolu basınını son derece yaralayan bir gelişme yaşandı. Yurdun dört bir yanından üyelerin katılımı ile gerçekleştirilen son genel kurul toplantısında Oğuz Tongsir, Anadolu’ya muhalif İstanbul lobisine karşı ezici üstünlükle yeniden genel başkan seçildi. Ancak hezimeti hazmedemeyen bu yapı, Anadolu’dan gelen üyelerin oy kullanma sürecine ilişkin usulsüzlükler olduğu, muhaliflerin kongreye davet edilmediği gibi komik iddialarla şikayette bulundular. Ne yazık ki İçişleri Bakanlığı mesnetsiz bu iddialar üzerine Oğuz Tongsir’i görevden alarak TSYD’ye kayyum atama kararı aldı. Halbuki genel kuruldan günler önce usulüne uygun olarak kongre ilan edilmiş, tüm üyelere bilgi verilmişti. Peki neydi rahatsızlık veren? Anadolu’dan gelen gazetecilerin iradesi mi? Yoksa bu yapı içerisinde mösyölerin saltanatının çökmesi mi? Anadolu’da tüm imkansızlıklara rağmen onuru ve şerefi ile mesleğini icra eden bu insanlara karşı bu hazımsızlığın nedeni nedir? Bu kişilerin varlık kaynağı Anadolu değil midir?
Kısa sürede bu çirkin yanlışın düzeltileceğine inancım tamdır. Artık eski Türkiye yok. Artık Anadolu’da kar yağdığında İstanbul’u üşüten bir Türkiye var.