
Tribündeki Yiğidolar maça öyle bir hazırlanmıştı ki, sahadaki oyuncular yanlarında adeta sıfır kaldı. Ancak sahadaki tablo, tribünlerin coşkusunu karşılayacak seviyede değildi. Rakip Bodrumspor sahayı o kadar dar alanda kullandı ki, Sivasspor’un orta sahası resmen sıkıştı kaldı. Birinci bölge ile üçüncü bölge arasında oyun mesafesi neredeyse yoktu. Bu da Sivasspor’un sevmediği bir durumdu. Çünkü orta saha oyuncularının benzerliği, sadece topu al-ver yapmaya elverişli. Bu maç, Efkan’ın ve hatta sezon başından beri eksikliği hissedilen bir 10 numara oyuncusunun yokluğunun net şekilde ortaya çıktığı maç oldu. Manaj ilk yarıda hem koşmadı hem de gelen toplarda savruk bir oyun sergiledi. Kanatları kullanmak istesek de rakip savunmayı aşmakta başarısız olduk. Maalesef oyun planımız, dar alanda rakibi zorlamaya hiç uygun değildi.
İkinci yarıda rakip, Seferi’yi oyuna alarak hücumu düşünse de ağır bir oyuncu olması Sivasspor’un lehineydi. Ancak buna karşılık olarak bizim de ağır bir oyuncu olan Bekir’i o bölgeye yerleştirmemiz, sahada eksik kalmamıza neden oldu. Charisis’in çabasıyla yakalanan birkaç hücum girişimi de sonuçsuz kaldı. Bu maçın tek bir hikayesi var: Bodrumspor, harika bir taktik disiplinle ve ne yaptığını bilen bir oyunla sahaya çıktı ve Sivasspor’a dersini verdi. Oyunun bahanesi yok. Rakip, adı sanı duyulmamış oyuncularla geldi ve çatır çatır oynadı.
Rıza hocaya da birkaç söz etmek gerekiyor. Hocam, ekibime güveniyorum dediniz ama ekibiniz çağdaş futbol anlayışından uzak. Bir A4 kâğıdı ve tükenmez kalemle tribünde analiz yapma dönemi çoktan geçti. Bu kültür artık yaşlandı hocam. Bekir’in sol açıkta ne işi var? Pili bitmiş Emrah’ı kurtarıcı olarak oyuna almak çaresizlik değil midir? Emrah’ın yerine kimi alsan taraftar sesini çıkarmazdı.
Saha içine inmeden de bazı şeyleri görmek mümkün. Bu oyuncular bu formanın altında kalıyor. Hatta bir değil, birkaç lig aşağıda. Yönetim ise sessiz sedasız bir asbaşkanı maç sonraları öne çıkararak hakeme yükleniyor hafta içleri taraftarları stadyuma getirmeye çalışıyor. Tamam güzel şeyler taraftara seslenmek ama yanlış oyuncuları, transfer hatalarını da dile gitmekte lazım. Oysa nutuklar devre arasında atılırdı. Tribünleri son haftalarda doldurmakla değil, göreve başladığınız andan itibaren bu takımın taraftarla nasıl bütünleşeceğini düşünerek hareket etmeliydiniz.
Tamam, yönetim olarak futbolu bilmiyor olabilirsiniz. Ama hiç mi düşünen biri yok aranızda? Sportif direktör ne yapmış bu zamana kadar? Hangi gelecek vadeden oyuncuyu bulmuş? Kıbrıs Ligi’nden 30 yaşındaki oyuncuyu herkes getirir. Küme düşmüş takımların kadrosundan oyuncu almak marifet değil. Keşke transfer yasağı olan takımların nasıl mücadele ettiğini izleseydiniz. Belki örnek alır, en azından cebimizdeki parayı korurduk.
Aslında Sivasspor, Mecnun Otyakmaz federasyonu tercih ettiğinde zaten düşmüştü hemde borçları arta arta devam ederek. Biz o günlerde bile tribünleri umutla doldurduk. Ama siz yönetim olarak, sosyal medyada taraftarla tartışarak, maç sonunda hakeme sığınarak negatif görüntünüzle zaten bu takımı düşürdünüz.
Peki şimdi ne yapsın bu şehir? Tribünleri doldurdu, 90 dakika susmadı, canını dişine taktı. İlçelerden akın akın gelen insanlar ne izledi? Bodrumspor’un haklı mücadelesi ve hak edilmiş bir puanını. Şimdi Sivasspor forması giymiş, üç çocuklu bir baba o stattan ne diyerek çıkacak? Yiğidolar hafta içi mesaisine nasıl başlayacak? Kahvede içtiği çayda Sivasspor’u nasıl konuşacak? Maç sahada bitmiyor malaesef.
Bundan sonrası için yapılacak tek şey, matematiğe sığınmak. Matematik kolay kolay yanıltmaz, ama artık beklemekten başka bir çaremiz de kalmadı.




