
Olmamamız gereken, layık olmadığımız, ummadığımız ve kabullenmekte zorlandığımız bir lige çıktık. İlk maçımızda ise kaldığımız yerden devam ettik; yine kaybettik.
Haftalar boyunca vefayı, düşmeyi, biletinialı, yeni yönetimi, transferi konuştuk ama futbolun kendisini geri plana attık. İlk haftada gördük ki işimiz geçen sezondan bile zor olacak.
Maçın en çarpıcı, hatta Sivasspor adına tam anlamıyla fiyasko sayılabilecek istatistiği: rakip kaleye tek bir isabetli ya da isabetsiz şutumuzun olmaması. Evet, yanlış duymadınız… Adeta rakip ceza sahasında hiç görünmedik. Hücum hattı savruk, dağınık; pas alışverişleri sanki herkes birbirini ilk defa görüyormuş gibi kopuk. Böyle bir tablo varken maçın geri kalanını konuşmaya bile gerek yok, bu istatistik her şeyi özetliyor.
Osman Hoca, ilk resmi sınavında ne yazık ki sınıfta kaldı. Takım fiziksel olarak hazır değil, taktik plan oturmamış, oyuncuların birbirine uyumu henüz sağlanmamış. “İlk maçın günahı olmaz” deriz ama görünen köy kılavuz istemez; bu gidişat düzelmezse sorunlar büyür.
Yeni transferler ise beklentileri karşılamakta şimdilik zorlanıyor:
Okan, defansta ayağına hâkim, topla çıkışlarda doğru hamleler yapıyor ama eksiği çok fazla.Kamil, teknik kapasitesi ve oyun görüşüyle fena değil ancak Sivasspor’un hedefleri için yeterli seviyede değil.Ahmet, kanatta istekli ama kararsız; Lig seviyesinin altında bir görüntü sergiliyor. Kimpioka, kapasitesi ve kalitesi belli; lig seviyesinde bir oyuncu ama etrafındaki destek yetersiz.Eski ve diğer oyuncularımızda kaldığı yerden devam ediyorlar…
Bu takıma yeni transferlerden çok mental bir toparlanma lazım. Adaptasyon sorununu hızla aşmak, formanın büyüklüğünü oyunculara hatırlatmak şart. Çünkü Sivasspor forması yalnızca giyilen bir kıyafet değil, şehrin gururudur.
Evet, kaybedilen sadece bir maç. Telafisi fazlasıyla var. Bu yenilgiyi geride bırakmak gerekiyor ama sahaya çıkan her oyuncunun, o formanın ağırlığını hissetmesi şart. Çünkü bu şehir, bu taraftar, boş tribünlere değil; savaşan, üreten, rakip kaleye giden bir Sivasspor’a inanmak istiyor.




