reklam
reklam
DOLAR42,5258% 0.05
EURO49,6585% 0.11
STERLIN56,8554% 0.13
FRANG53,0171% 0.25
ALTIN5.783,20% 0,52
BITCOIN92.408,63-0.83

Lütfen ağacı sevelim

Yayınlanma Tarihi : Google News
Lütfen ağacı sevelim

Ağaç sevgisi Türk Folklorunun bütün ürünleri içerisinde yer almakta. Halk şiirinden türküsüne, manisinden, atasözüne, masalından hikâyesine, takviminden hekimliğine kadar folklorumuzun akla gelen her alanda orman ve ağacın yer aldığı görülmekte.

Demek istediğim şu: Ağaç eski bir geleneğin devamı olarak halkımızın hayatında bir andaç görevi de yapmakta. Çocuk doğduğunda, sünnet olduğunda, düğün yapıldığında, bir yolculuğa çıkılacağı zaman ağaç dikiliyor. Artık onun tutması büyümesi için elden gelen yapılıyor. Ağaç boyattıkça, hatıralar canlanıyor. Unutulmamalı ki, her fidan bir ormanın başlangıcı. Yeşili bol olan bir ülke, sağlıklı hayat ve sağlıklı çevre için gerekli. Bin bir güçlükle yetişen ormanlarımızı korumalı, her karış toprağı yeşillendirmeliyiz. Bir dikili ağacımız olsun.

Gazetelerde, radyolarda, televizyonlarda, sosyal medyada ağaçlarla, ormanlarla ilgili güzel sözler okuyoruz, dinliyoruz. Tablo gibi iç açıcı manzaraları seyrederken, anlamlı sloganlar işitiyoruz. Ağacı seviyoruz. Ormanı seviyoruz. Yeşili seviyoruz. Hem de yakıyoruz.

Sevmek ve yakmak…

Halk hikâyelerimizde türkülerimizde, şiirlerimizde hep sevenler sevdiklerinin yolunda yanmış, yakılmışlar.

Hâlbuki ormanı seven biziz, yakan da biziz. Belki, geleceğimizi yaktığımızın farkında olmadan…

Yalnızca yangın mı? Çevre kirlenmesi, asit yağmurları, bilinçsiz kesimler binlerce hektar ormanı yok ediyor. Elbette tabiatın dengesini de… Parklardaki ağaçları gözümüz gibi korumalıyız. Ormanları katleden maden ocakları için eylemlerle dikkat çekmeliyiz. Ama yüzlerce mislini kül eden yangınlar için ne yapıyoruz?

Bizim sayfalarca anlatmak istediğimizi Âşık Veysel birkaç dörtlüğe sığdırmış:

Yel estikçe dalgalanır dalları

Türlü türlü seda verir ağaçlar

Tertip olmuş kuğu gibi dilleri

Türlü türlü seda verir ağaçlar

Atasözleri ve deyimlerimizde ormanlar ve ağaçlar yer almış. İşte birkaçı:

Orman ferman dinlemez.

Ormana bir balta girmiş, sapı bendendir demiş.

Oduncunun gözü ağaçtadır.

Ağaç ağaç içinde büyür.

Ağaç bar verdikçe başını eğer.

Ağaç dalı ile gürler.

Ağaç yaş iken eğilir.

 

Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür…

Bunları mecazi anlamlarıyla yorumlamak gerekir. Sözün özü şu: Toprağını kaybetmek istemiyorsan ormanı yok etme. Çünkü ağaca beşikten mezara kadar muhtacız.

 

 

YORUM YAP