reklam
reklam
DOLAR 32,5815 % 0.28
EURO 35,0081 % 0.08
STERLIN 40,8068 % 0.01
FRANG 35,7395 % 0.33
ALTIN 2.461,04 % 1,02
BITCOIN 64.506,26 0.902

Ne kaldı şunun şurasında

Yayınlanma Tarihi :
Ne kaldı şunun şurasında

Türkiye’de  kurulu siyaset düzeni  birileri istediği için değişmez. Ya da birileri korumaya çalıştığı için korunamaz. Konjonktür istediği için değişir. Konjonktür ne Amerika’dır, ne Rusya’dır. Ekranlara çıkıp şaklabanlık yaparken,  kendine yorumcu diyen yada dedirten, haber yorumcularına, soytarılara, kemiğini oradan buradan alan kalemlere aldanmayın.

İsimlerin kişilerin hiç bir önemi yoktur. siyaset tarihi ve iletişimi üzerine yıllarca yaptığım çalışmanın özeti budur.

Bugün geldiğimiz noktada konjonktürün bugün değil, bundan yıllar yıllar önce değişmeye başladığını görmediyseniz, zaten sonunuzun gelmesi kaçınılmaz olmuştur.

Z kuşağı dediğiniz jenerasyon aslında yıllar önceki konjonktürün geliştirdiği süreçtir.

Bugün sizin yaptığınız ya da yapmaya çalıştığınız müdahale, anlamsız, yersiz  ve saçma sapan olacaktır.

Bir iki genç şarkıcı bozmasıyla, bir kaç gb internet vermeyle fikirlerini satın alamaz, düşüncelerine yön veremezsiniz.

Geçtiğimiz günlerde gördüğüm bir paylaşım dikkatimi çekmişti. Kamuoyu yoklamalarında, seçmende karar değişimine neden olan, en önemli parametreleri saymışlar.

İlki ne ekonomi, ne zamlar, ne soğan, ne ekmek yada et kuyruğu, ne emekli maaşları, ne dış politika, ne liyakatsiz atamalar ve bürokrasi vs.

En önemli kriter, kullanılan dil ve söylemmiş, biliyor musunuz?

Şaşırdım. Her ne kadar bazen, kendi kendime bu jenerasyonu, z, y, v kuşağını anlamıyorum diyorsam da, bunu tercih değişikliğine neden olacak kadar etkili olduğunu düşünmek çok olası olmasa gerek.

Kıyısı köşesi derken, geldi kapıya dayandı.  Çok değil tam iki hafta sonra, sizin yazıyı okuduğunuz bu saatlerde Türkiye, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına nasıl girecek, belli olacak.

Çok çetin ve kıyasıya bir seçim olacağı şimdiden belli. Kimin kazanacağının çok önemi yok ama, kimin kaybedeceğinin oldukça önemi var.

Yaklaşık 3-4 yıldır çok ciddi bir darboğazla sıkışan ülkemizde, biraz soluklanabilecek miyiz şimdiden söyleyebilmek mümkün değil.

2019 yılında başlayan salgın süreciyle birlikte ve daha öncesinden sarkan ekonomik daralmanın sancıları arttıkça, piyasada, tarımda, ekonomide, doğal ve doğal olmayan afetler, tercihleri nasıl etkileyecek göreceğiz.

Ancak çok ciddi derecede etkileyeceğini görmemek için, kör değil, biraz da sağır olmak gerekiyor.

Aslında bağırıyorlar ama, duymak istemeyen yine duymuyor. Duymak isteyen de, istediğinden fazlasını duyuyor.

Memleketimiz için hayırlısı olanın yaşanacağından şüphem yok.

DAMDAKİ KIZ.

Özel bir tv kanalında geçen sözüm ona, gerçekten alıntılanarak yapılan bu senaryo ile, kadına şiddetin özendirildiği, anlatıldığı, kadının aşağılandığı başka bir diziye hayatım boyunca şahit olmadım. Hani diyorlar ya, milletin, ailenin temeline dinamit koyacaklar diye,

Bu ülkede RTÜK ne işe yarar bilmiyorum.RTÜK, neden bu dizilerin içerik analizini yapmaz yada yapmak istemez.

Dizide bir şoför çalıştığı evin evli kadınına asılır, kadının geçmişi, öz dayısının babası olduğu gerçeği, aile içi ensest bir  sonucu doğmuş, annesi doğururken ölmüştür, anneanne ve dede büyütür.Onları annesi ve babası bilir.

Bu damdaki kızın kocasının gece hayatı meşhurdur, kendisi aynı zamanda başka bir evli kadınla beraberdir. O kadını hamile bırakır vs. vs.

Sonunda boşanıp şoförle birlikte giden kadın, aslında şoförünün evli ve iki çocuklu olduğunu öğrenir.

Kıyamet işte burada kopmaktadır. Damdaki kız şoförü terk edince, şoförün eşi, kadına telefon açarak kocası ile birlikte olması için damdaki kıza ağlayarak yalvarır.

Yani kuma getirilmesine razı olmayı bırak, bizzat kendisi ister ve kapıyı açınca “Allah razı olsun, iyi ki geldin” der. Kadının muhtaçlığı, acizliği neredeyse üçüncü sınıf insan derlemesi yapılmaktadır.

En küçük siyasi mesajda, eleştiride aslan kesilen RTÜK, bu konularda neden kuzu postundadır. Aileler için bundan daha büyük bir İstanbul sözleşmesi  faciası olabilir mi?

Aile birliğini dağılmasını nedir diye sorarsanız buna bakın. Kadının meta olarak kullanılması nedir diye sorarsanız buna bakın.

Türk milletinin nasıl yozlaştırıldığını görmek istiyorsanız buna bakınız.

YORUM YAP