Uzun süren Rıza Çalımbay birlikteliğinin ardından yine içimizden birisi olarak gördüğümüz Servet Çetin teknik direktör oldu. Aslında beklenen bir hamleydi, artık zamanı gelmişti sahne almasının. Genç ve dinamik yeni bir yönetim ve güncellenmiş futbol beyinleri de bir araya gelince hem risk hemde tanıdıkları bir ismi teknik direktör olarak Servet Çetin seçimi gayet mantıklıydı.
Peki Servet Çetin sadece Sivasspor da Galatasaray da Fenerbahçe de futbol oynayan yada Sivasspor da yardımcı antrenörlük yapan birisi miydi hayır değildi. Servet Çetin bambaşka yaşantısıyla, geçmişiyle ve futbolculuğu ile nam salan bir insandı. Nasıl mı başlıklılarla anlatalım;
– 11 kardeşli bir ailenin içinde büyüyen, tornacılık, zerzevatçılık yapan, ayakkabı boyayan ve simit satan bir çocuktu…
– Abisi evde olamayınca Kartalspor antrenörü tarafından antrenmana seslenen ve sonrasında futbolcu olan bir gençti…
– Kulaklığı takıp türkü dinlediğinde, bir defans oyuncusu olmasına rağmen en çok koşan ve testleri birinci geçen futbolcuydu..
– Fenerbahçe oynarken başkandan en çok fırça yiyen ama azminden hırsından birşey kaybetmeyen savaşcıydı…
– Teknik Direktör’ün odasını basıp beni neden oynatmıyorsun deyip, sonraki hafta ilk 11′ de başlayan bir delikanlıydı…
– Günümüz modern futbolcuların aksine maçlardan sonra etli ekmek yada pizza yiyen bir profesyoneldi…
– Maç sonrası takım otobüsünden inerek ihtiyaçlı birilerini gördüğünde maddi ve manevi desteğini esirgemeyen bir Servetti…
Bunca zorlukların üstesinden gelerek hak ettiği noktalara çıkan ve artık bilgi birikimini tek başına antrenörlük yaparak yansıtacak olan Servet Çetin’i çok zorlu bir kariyer başlangıcı bekliyor olacak.
Şöyleki; takımdaki oyuncuların yaş ortalamasının yüksek olması, sözleşmesi biten oyuncuların yerini dolduracak ve hemen uyum sağlayacak futbolcuları bulması, kulübün artık borçlarının arttığı bir döneme denk gelmesi ve 20 takımlı bir ligde 4 takımın küme düşeceği yeni bir lig yapılanması içerisinde mücadele edecek olması, Servet hocanın işinin bir hayli zor olacağını gösteriyor.
Bir kaç cümlede transfer ve olası transferler hakkında konuşalım. Her yıl olduğu gibi bu yılda bonservisi elinde, 30 yaş üzeri futbolculara maddi durumdan dolayı yönelecek olan Sivasspor yönetimi, kariyerini Türkiye’de ispatlamış, halen ligte oynayan tecrübeli futbolcularla ilgileniyor. Gerek 1.ligte gereksede İskandinav ülkelerindeki futbolcuları takip eden Sivasspor, maliyeti düşük, şehre yabancılık çekmeyecek, uyum sorununu hemen atlatacak oyuncularla görüşmeler gerçekleştirecektir. Sivasspor’un geleceği elbette alt yapı oyuncuları olacaktır. Bunlara birde Türkiye’nin dört bir tarafında, alt liglerde ve yaş grup maçlarını takip eden onlarca takım arasında olup,18- 22 yaş wonderkid oyuncularını tercih ederek Sivasspor’un geleceğini garanti altına almak lazım. O yüzden günü kurtarmayıp önümüzdeki yılların temelini sağlamlaştıracak adımlar atılmalı.
