Yayasıyla, araç şoförüyle, motorlusuyla, bisikletçisiyle, trafikten sorumlu olan her kim varsa hepsiyle, öğrencisiyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle iyi bir trafik eğitimine, düzenlemesine acilen ihtiyaç var.
Bayram tatili nedeniyle gündeme gelen radar cezaları yada cezaların yüzde binlerce varan oranda artırılmasının çözüm olmadığı ortaya çıktı.
Yine bayramlarda onlarca kaza, yaralamalı, ölümlü.
Vaktiyle İstasyon caddesinde, bir yaya yola aniden çıkınca durmuştum. Arkamdan gelen araç bana korna yapınca, “neden korna yaptığını, yola yayanın çıktığını, yaya yola çıkınca ister yaya geçidi, ister ışıklı uyarı olsun olmasın, tüm araçların durması gerektiğini söyleyince “Bana ben trafik polisiyim, öyle bir şey yok!” demişti. İnanmamıştım, kural bu mudur sahiden?
Avrupa’da yaya yola indiğinde tüm araçlar duruyor, hız kesiyor .Hatta bir defasında yürürken, farkında olmadan bisiklet yoluna girdim diye, bir başkası beni uyarmıştı.
Ancak şu bir gerçek ki, toplum ve Türk milleti olarak kural tanımazlık damarlarımıza işlemiş. Bunun nedeni sosyolojik olarak araştırılsın, altından kamu düzeninde ki çarpıklık, adalet mekanizmasının elde kalması ve çürümesi, bireylerin arasında ve herkese eşit işlemeyen kural ve kanunlar yatıyor.
Yakalanmazsam sorun değil diyen bir zihniyet, yada yakalasalardı ne yapabilirler ki diye soran bir zihniyet hakim şu anda.
Zamanında şehir içi trafikten sorumlu olan bir emniyet mensubuna şunu sormuştum. Sivas’ın caddelerinde son seste, bangır bangır araba koşturan camları açık müptezellere ceza niye yazmıyorsunuz diye sormuştum.
Bana cebinden çıkarttığı bir a4 boyutundaki listede neredeyse tüm plakaların yazılı olduğu cezalı araçları göstermişti,
“Bunlara yazdığımız cezaları araçları satsalar ödeyemezler, zaten bu araçları kendi aralarında alıp satıyorlar, bir çoğu ya rehinli, ya icralık.” Demişti.
Sigorta primini iki gün geç yatırsa hemen icraya koşan bürokrasi, elektriği suyu ödememe peşinden koşan belediye dağıtım şirketi, namuslu vatandaşı, düzgün esnafı perişan ederken, bu müptezeller ise cezaları arttıkça, bunu gurur tablosu olarak paylaşıyorlar. İşte durum bu.
Öyle mi yapıtorlar, her yıl yazılan cezaların tahsiline git, al araçları koy icraya, yada devlet eliyle sen alıp hurda indirimi ÖTV’sini koy devletin kasasına. Özel sektöre o araçların ÖTV indirimi muafiyetini sat.
Bu tipler “ zaten bir-iki yıla af çıkar, ya da bir gelirimiz Yok, neyimizi alacaklar rahatlığıyla, her türlü kural tanımazlığa devam etmekteler.
Sadece bunlar değil ki sorunlar, yaya geçitlerinin saçma sapan bir şekilde, hesapsız kitapsızca konulması. Maalesef şehrimiz bu konuda sahipsiz, Bilgisiz ve yeteneksiz öngörüsüz kişilerin elinde kalmış. Yahu otobüs durağının gerisine yaya geçidi konulmuş bir çok yerde. Siz yaya geçidini görünce duruyorsunuz, yanınızdan gelen otobüs zaten biraz sonra durakta duracağım diye frene bile basmıyor, yavaşlamıyor, kaç defa şahit oldum. Ya da siz yol veriyorsunuz arkanızdan gelen, yanınızdan gelen durmuyor.
Üstelik Allah korusun olası bir kazada siz vicdanen rahat etmiyorsunuz acaba ben durmasaydın yaya yola inmez miydi? Sizin aracın önünden geçtikten sonra hemen sağınızdan gelen araç kazaya neden olur muydu, olmaz mıydı? Bu soru var.
Peki ya yayalar? Yaya geçidinin önünde bekleyip yola bakanlar, ışık falan dinlemeyenler.
Dörtyol ağzında yayalara kırmızı ışık yanıyor bekliyorum, bütün ahali geçti, kendimi aptal gibi, korkak gibi hissetmeme neden oluyorlar.
Hele hele kaldırım işgalleri rezalet. Sivas belediyesinin maalesef sınıfta kaldığı bir iki konudan bir tanesi
Kendilerine whatsaptan bir resim gönderdim, hemen ilgileniyoruz denildi 4-5 ay oldu maalesef aynı rezalet devam ediyor.
Sivas belediyesinin çalışmalarını ayrı bir yazıda değerlendirmek lazım, konuşulması gereken başka şeylerde var çünkü.
Özellikle ulaşım ve trafik hizmetleri, maalesef acil bir neşter atmak lazım bu yaraya.
Yol işaretlemeleri rezalet.
Ya kural kaide koyanlar, ya motorlular, ya göçmen ve sığınmacı statüsünde motor kullanan, çöp atık toplayanlar.
Hepsini yazsak 10 ciltlik roman olur.