reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Kağıt Müzesi’nde Kağıt Üretmek

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kağıt Müzesi’nde Kağıt Üretmek

Hani bir türkü vardır “Sen kalem ol, ben de kağıt, yaz beni beni…”

Evet, kalem ve kağıt… İnsan hayatından yarına kalan iz, yazılı belge. Hayatımızın neredeyse her noktasında karşılaştığımız, ihtiyaç duyduğumuz bir nesne o. O nedenledir ki yazının icadından sonra belki de en önemli olaylardan biri kağıdın üretilmesi olmuştur denilebilir. Hayatın ve medeniyetin akışında bir kilometre taşıdır adeta. Kağıdın serüveni, medeniyetin gelişimi ve yaygınlaşmasıyla birlikte yol almıştır bir bakıma… Ve kalıcı belgeler olarak, teknolojinin ilerlemesine rağmen hâlâ vazgeçilmezliğini korumaktadır kağıt…

Yalova’dayız. Kağıt Müzesi’nde…

Farklı mimari tasarımı, dış cephe kaplaması ve iç düzeniyle dikkat çeken ve Avrupa’dan mimarlık ödülü alan Raif Dinçkök Kültür Merkezi’ndeyiz. Dışarıdan bakıldığında dikdörtgen bir kütleyi andırıyor yapı. İçerisinde ise çok amaçlı salonlar, nikâh dairesi, kütüphane, ofisler ve kafeterya gibi bölümler yer almakta. Ve bir de müze…

Bugüne kadar gezdiğimiz birçok müze daha çok tarihi yapılar veya onlara benzer tasarımla inşa olunmuş binalarda yer alıyordu. Bu sefer ki farklı. Kendine özgü tasarlanan bir kültür merkezi içerisinde bulunuyor müze. Binanın bölümleri ve katları arasındaki “gezinti rampası”yla sanki bir sokakta yürür gibi farklı kotlarda bulunan bölümlere geçerek müzeye ulaşıyoruz.

“İbrahim Müteferrika Kağıt Müzesi.”nin Yalova’da açılması anlamlı olmuş.

Zira Osmanlı’da kağıdın ilk imal edildiği yer Yalova. Resmi kayıtlara göre ülkemizde matbaayı kuran İbrahim Müteferrika, matbaanın ihtiyacı olan kağıdı ithal etmek yerine üretimini de yapmak istiyor. Yapılan araştırmalarda en uygun yer olarak Yalova yakınlarındaki Elmalık köyü tespit ediliyor. Bir çiftlik satın alınıp ve yanında akmakta olan derenin suyundan istifade edilerek Yalova Kağıthanesi inşa edilmiş ve1744 yılında üretime başlamış. Gezeceğimiz müze fabrikanın kurulduğu Elmalık köyünde değil ama o günkü yerleşim şekline ve fabrika binalarına ait maket yapılarak müzenin içerisine konulmuş.

Kültür Merkezinin gezinti rampalarından ilerleyerek müzeye ulaşıyoruz. Müzenin girişinde konuşan bir İbrahim Müteferrika heykeli karşılıyor ziyaretçileri ve kendini anlatıyor interaktif olarak…

Müze iki ayrı mekândan oluşuyor: birinci kat sergi alanları için bodrum kat ise kağıt üretim atölyesine ayrılmış. Bir müze için oldukça küçük sayılabilecek mekânın duvarları dekor malzemesi olarak genellikle ağaç ve kağıt ürünleriyle donatılmış. Duvardaki tablolar, vitrinler ve kimi yerlere konulmuş stantlarda dünden bugüne kağıdın tarihi ve kağıda ait görseller, materyaller ve bilgiler sunulmakta. Bir kabartma dünya haritası üzerinde ise dünyadaki kağıt müzelerinin yerleri işaretlenmiş, dokunduğumuzda görsellerini ve bilgilerini görebiliyoruz. Ülkemizde iki kağıt müzesi olduğunu öğreniyoruz. Diğer reyonlarda ise dünya kağıt sanayi ile ilgili bilgiler, görseller ve kağıt imalinde kullanılan ilk döneme ait çeşitli alet ve edevat sergileniyor. Ve İbrahim Müteferrika’nın büstü ve hayatına dair bilgiler… Müzede, geri dönüşüm oyunları, dokunmatik ortamlara yüklenen müteferrika baskıları ve interaktif uygulamalarıyla modern müzecilik hizmetlerinden yararlanılmış.

Kağıt icat edilmeden önce insanoğlunun yazı ve çizimlerini işlediği yazı yüzeyleri bir diğer bölümde yer alıyor. Bir diğerinde ise geleneksel yöntemlerle kağıt imalatının yapıldığı 1798’de Avrupa’da ilk kağıt üreten makinenin ahşaptan yapılmış büyükçe bir maketini inceliyoruz. Müzenin diğer bölümlerinde de ise kağıt yırtılma ve mukavemet ölçüm cihazı, el pedallı eski baskı makinesi, kağıt üretiminde kullanılan eski aletler sergileniyor. Müzede bunların dışında nadir kitaplar koleksiyonu, yazı takımları, 1800’lü yıllara ait divitler, tapular, karneler, eski diplomalar, fotoğraflar ve daha pek çok nesne var. Yine diğer bölümlerde kağıdın tarihçesi ile modern kağıt üretime ait bilgi panoları ve kağıt örnekleri de bulunmakta.

Kağıt katlama sanatlarını ve kağıttan yapılmış bibloları ve küçük maketlerin müzeye armağan edilen, papirüs, parşomen ve yazılı tabletlerin yer aldığı bölüm ise izlemeye değer. Ayrıca, kağıt tarihiyle beraber kitap ve kütüphanecilik hakkında bilgiler ve ilk Osmanlı Matbaası’nda İbrahim Müteferrika tarafından basılan kitap örnekleri de sergileniyor. Tarih-i Naima, Ferheng-i Şuuri, Tarih-i Seyyah, Vankulu Lügatı, Cihannüma sergileniyor.

Ve en ilginci ve heyecan verici olanı ise ziyaretçilerin müzede kendi kağıdını üretmesi…

Görevliler geleneksel olarak kağıdın nasıl imal edildiğini anlatıyorlar. Sonrasında ziyaretçiler kendileri için kolları sıvayıp hatıra olarak kağıtlarını hemen oracıkta üretebiliyorlar. Ağaç dalları ve uygun atık malzemeler temizlenip ayıklanıyor. Büyük kazanlarda uzun süre ıslatıldıktan sonra bir havan içinde dövülerek hamur haline getiriyor. Bu hamur bir su teknesi içinde yumuşatılıp suya karıştırılıyor adeta. Sonra tel süzgeçli bir kasnakla kazandan alınarak suyu süzülüyor. Tabaka halinde kalan tortunun sünger ile suyu alınıp kurutuluyor.

Kurutulan bu tabaka kağıdın işlenmemiş en ilkel hali… Kullanabiliyorsun. Yazabiliyorsun.

Kağıdın serüveninin ve tarihin sergilendiği “Yalova Kağıt Müzesi’nde nesiller arası yolculuğu yaşamak çok keyifliydi. Kendi ellerimizle ürettiğimiz kağıtları alarak müzeden ayrılıyoruz.

 

YORUM YAP