reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Sivas Havası

Yayınlanma Tarihi : Google News
Sivas Havası

Malum, biraz ısınabilirsek, önümüz yaz. Yaz gelinde, bu şehrin havası suyu değişiyor. Havası pek değişmese de, suyunun değişeceği, bir miktar daha azalacağı gün gibi ortada.

Özellikle, bu sığınmacı meselesinin hemen üzerine Maraş depremi sonrası, başta Malatya ve çevre vilayetlerden gelen çok sayıda insanımızla birlikte, daha da kalabalıklaşan bir şehir karşımıza çıkmakta. Bırakın caddelerinde rahat rahat yürüyebilmeyi, nefes Geçen hafta yeni belediye başkanımıza referans olsun diye, birkaç başlık iletmiştik yazımızda.

Şehrin sorunlarını anlatalım. Su’dan sebeplerden başlayalım. Su bu şehrin ciddi bir sorunsalı. Yıllarca körebe misali görmezlikten gelinen su mevzusunda, belediye başkanının günahkar ilan edecek durumda değiliz. Ondan, şu aşamada çok şeyler de bekliyor değiliz.

Ama ; bu şehrin su kaynaklarını, toprağın üstüne çıkartmak yerine altına gömmeyi meziyet sayan, DSİ yetkilileri bu politikalardan vazgeçmediği sürece, bu şehirde bu ülkede su sorunu yaşamaya, hem de çılgınca yaşamaya devam edecektir. Diyorum ki; yer altı sularını yer üstüne çıkartın ve hızla ağaçlandırma özellikle de, hızla büyüyebilen, kavak mıdır, meşe midir bilemem ama, şehir ve ülke olarak bunlara öncelik veriniz.

Eğitim; Ulaşım, Sanayicisinin Esnafın sorunu, İşsizlik, Altyapı, Mülteciler, Yoksulluk, Tarım sorunu, şehrin dar bir bölgeye yığılma sorunu. İletişim ve Yönetişim sorunu.  Hangi birisini anlatalım demeyelim de.

Şimdi belediye başkanının bunun neresinde olacak? Asıl mesele budur. Bir belediye başkanı şehrin eğitiminde ne kadar bulunabilir ki? Ama kaçarı göçeri yok. Ülke eğitiminin geldiği nokta ortadayken, belediye başkanının “Ben bu topa girmem” deme lüksü olamaz. Hele hele kendisi hem akademisyen hem bir eğitimci olarak diyebilir mi?

“Ulaşıma yabancıyım, şimdilik, hele dursun  daha sonra” vb gibi atıflar, kaldıramayacağımız kadar ağırdır bu şehre artık. Esnaf ve sanayicimiz kiralarla, pahalı işgücüyle inlerken, yedek kıta olarak mültecileri sahaya sürmek ne kadar çözüm getirebilir ki? Alın bunlar ucuz işgücü deyip, daha sonra şikayet dilekçeleriyle sanayiciyi sırat geçidi gibi, cendereden geçirmek ne kadar kaldırılabilir bilemiyorum?

Bir belediye başkanından çok şey beklenir mi, normalde beklenmez ama çaresiziz ve bekliyoruz. Esnaf için işyeri konut projelerinin hayat bulduğu, şehrin meydanlarında bangır bangır anlatıldığı günlerden, bugün yokluğun üstüne sessizlik kremasının sürüldüğü günlere geldik. Ve her lokmada da biraz daha küçülen esnaf ve sanayicimiz, sanatkarımız var.

Benim yazıyı yazdığım hafta, sizin de okuduğunuzun önceki haftası çiftçi haftasıydı. Her ne kadar tarım uçtu kaçtı desek te, tarımın ipi kaçtı. Maalesef kaçtı. Ayarı da kaçtı. Bir bakıyorsunuz kıyma fiyatına çıkan domates salata, ertesi hafta çöplerde geziyor. Belediye başkanı bu konunun payı yada paydası olabilir mi? Neden olmasın? Ücretsiz fidan dağıtımında, yerelde ve küçük aile bahçeleri kurarak, toprakla insanı yeninden barıştırmak gibi asli ve asil bir görevi olamaz mı? Maalesef eğitim müfredatından çıkartılan  Tarımı ve toprağı, çiftçiliği, ailelere, çocuklara yeniden kavuşturamaz mı?

Yapar ve yapmalı!..

ANKARA HAVASI

Ankara’nın havası çok dumanlı şu sıralar. Hem puslu, hem de SUS’lu. Anlayacağınız dilden söyleyelim. Ankara, Ankara değil şu sıralar.

Geçtiğimiz hafta içinde, İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya’nın peşpeşe açıklamaları oldu. Akabinde Cumhur İttifakı ortağının açıklamaları oldu. Gerisinin pek önemi yok.

Ama ; İçişleri bakanı saygın ve güvenli limandır. Merak etmeyin, yaptığı her hamle, vatan ve millet sevgisi süzgecinden geçerken, adalet ve yasalar  çerçevesinde, devlet adamlığı yapmaktadır. Atılan çamur atanı kirletir. Bir daha temizlenemeyecek kadar kirletir hem de. Biliyorum da konuşuyorum. Sadece ona sahip çıkalım yeter.

 

YORUM YAP