“Haziran 1996 yerel ara seçimleri öncesinde Ali İzgi tüm adayları televizyonda açık oturum için topladı. O tarihte Sivasspor divanda kaldığı için programın ilerleyen dakikalarında hepimize başkan olursanız Sivasspor’u da alacak mısınız? diye sordu. Diğer adayların kazanma şansı çok zor olduğu için hepsi “alırım” deyince ben de mecburen “Sivasspor’u başkansız bırakacak halimiz yok, alırım” dedim. Öyle başladık” Sözleri ile Sivasspor’a nasıl başkan olduğunu özetliyordu merhum Osman seçilmiş. O güzel insanın, Sivasspor tarihinin en iz bırakan birkaç başkanından birinin darül bekaya intikalinin seneyi devriyesiydi geçen hafta…
Osman Seçilmiş 7 Haziran 1996’da Sivasspor başkanlığına seçildiğinde daha önce o tarafa dönüp bakmış birisi değildi. Geldiği sosyoloji, yetiştiği aile taban tabana zıttı. Hatta Sivasspor’u aldığı için kendi mahallesinden bayağı tenkit yedi. Lakin O: “Ben gördüm, sağcısı, solcusu, Alevi’si, Sünni’si Sivasspor gol attığında hepsi birbirine sarılıyor. Bizim birlik beraberliğe ihtiyacımız var, Sivasspor bu birlikteliği sağlıyor, o nedenle Sivasspor’u hedefe ulaştırmadan bırakmak yok” demişti.
Çok çalıştı, çok çırpındı. Normalde selam vermeyeceği insanların kahrına katlandı. Kapısından geçmeyeceği insanların eşiğine Sivasspor’a üç-beş kuruş destek almak için gitti. Seçilmiş, o tarihe kadar sıradan bir futbol takımı olan Sivasspor’u bilinen anlamda kulüp yaptı. O güne kadar otel odalarında, misafirhanelerde aç, susuz olan Sivasspor’a tesis kazandırmak için olağanüstü gayret sarfetti. Her şeyi kendi yaptığı halde sırf tesis hayat bulsun diye dönemin Valisi Lütfullah Bilgin’in adını verdi. Toparladı, derledi, Sivasspor’u marka yaptı. Sivasspor’da kimsenin alacağı kalmaz imajı onun döneminde başladı. Seçilmiş bugünkü Sivasspor’un altyapısını yapan başkandı. Mecnun Otyakmaz dahil çeyrek asırdır Sivasspor’u yöneten isimler onun rahle-i tedrisinde yetişti.
Seçilmiş normal bir kulüpte başarmadı, yıllarca şampiyonluk görmemesine şiirler yazılan, marşlar bestelenen Sivasspor’un ilk şampiyonluğunu 1999’da elde ettiğinde adını Türk Futbol Tarihine altın harflerle kazıttı. Sivasspor ilk Şampiyonluğunu Mart 1999’da ligin bitimine sekiz hafta kala ilan etti. O rekor halen kırılamadı ve uzun süre kırılamayacak gibi duruyor… Sorasında ikinci lig ve devamında bugünkü birinci ligin zirvesinde, süper ligin eşiğinde devretti kırmızı beyazlı aşkını… Ve sonra bir gün Hak vaki oldu. 19 Ağustos 2016 tarihinde Yiğidolar onu kalbine gömdü…
Geçtiğimiz hafta ölümünün sekizinci yılıydı. Ancak ne taraftar grupları ne de onun koltuğunda oturan Sivasspor yöneticileri onu hatırlamadı. Onun adına bir mesaj yayımlama gereği dahi duymadı. Oysaki bir toplumun, bir gurubun veya bir şirketin güçlü olmasının birinci sebebi kökleri ile bağını koparmaması ve nereden geldiğini unutmamasıdır. Seçilmiş bugünkü Sivasspor’un köküdür. Unutulmamalı, unutturulmamalıdır. Biz bugün Osman Seçilmiş gibileri unutmayalım ki gelecektekiler de bugünküleri unutmasın. Sivasspor değerleri ile birlikte payidar yaşasın…