
Geçtiğimiz hafta Türk Futbolunda kupa haftasıydı. Türkiye kupasını daha üç yıl önce müzesine getirme başarısını gösteren Sivasspor’un kupada bu duruma düşmesi ise en hafif tabirle üzücü. Bodrum maçına geçmeden önce Kocaeli maçındaki acemiliğin, vurdumduymazlığın, iş bilmezliğin, adına ne derseniz deyin bana göre özrüde yok affı da yok.
Kırmızı kartın geçersiz olduğu bir kategoride tebri neden geçerli diye sorabilirsiniz, sorgulayabilirsiniz, Federasyonun talimatnamesinde yaman bir çelişki var diyebilirsiniz ama yine de bu kadar tedbirsiz olamazsınız. 58 yıllık bir geçmişe sahipseniz ve bunun 20 yılı Süper Ligde ise o talimatların her satırını ezbere bilen yöneticilerinizin, profesyonellerinizin olması gerekir. Çeyrek asırlık yöeneticiler orada, futbolun içinden gelen sportif direktör orada, profesyonel bir teknik ekip takımın başında ve böyle acemice bir hata yapılıyor. Sonucunda da kazanılan maç keyfe keder kaybedilmiş oluyor.
Eğer Kocaeli maçında o vahim acemilik yapılmamış ve hükmen yenik sayılmamış olunsaydı Bodrum maçına çeyrek finale çıkma iddiası ile çıkacaktık ve pek tabi sahaya çıkan kadro bu kadro olmayacaktı. İddia olmayınca Ömer Hoca Bodrum maçına genişletilmiş bir rotasyonlu kadro ile çıktı. Gelecek için ümit bağladığımız gençler vardı sahada. İtiraf etmeliyim hayal kırıklığına uğradım. Söz konusu gençler arasında kadroya göz kırpan maalesef sadece Emirhan Başyiğit. Üzerine hayaller kurduğumuz Emre Gökay her geçen gün ileri değil geri gitmiş. Maç boyunca tek bir olumlu hareket yapmadı. Yine çok şey beklediğimiz Oğuzhan ise iki metre yanına pas aktarmaktan aciz. Tek tesellim Erdem sakatlıktan kurtulmuş, inşallah eskisi gibi döner… Kısaca bu pespayelik ve sıfır puan içime oturdu…
KAMPANYA
Sivasspor’un lehine yapılan ve yapılacak her türlü kampanya önemlidir, önceliklidir, değerlidir. Lakin bu düşünce keşke iki ay önce vücut bulsaydı, belki ihtiyaca binaen bir futbolcu takviyesi daha yapılabilirdi. Yani sonuca etki etme hali daha fazla olurdu. Yine de destek sağlanması önemli ve hayati, öncülük edenleri kutluyorum.
Yardım kampanyası ile ilgili Kamu ve STK’ların başkanları bir araya gelip çağrı yapmış. Kurulan komisyonun başına da TSO Meclis Başkanı Osman Yıldırım getirilmiş. Bu konuda tecrübeli biri olarak söyleyeceğim şudur: Sayın Valinin ve Sayın Belediye Başkanının kamu gücü ile 30’ar milyon vermesi güzel ama iş insanı ve esnaftan beklenen desteğin istenilen seviyede olması için onların ayağına gitmek gerekir. Sayın Yıldırım hatırlayacaktır o dönem Sivasspor yönetimindeydi. Yapılacak iş 2002’de yaptığımızı yapmaktır, yani seyyar satıcıdan holding sahibine kadar herkesin kapısını çalmaktır. Aksi taktirde 60 milyonu Vali ve Başkandan olmak üzere toplam rakam 100 milyonu dahi bulmayacaktır… Unutulmamalı ki para istemek zor ama vermek daha zordur…