reklam
reklam
DOLAR36,6713% 0.08
EURO40,0086% 0.28
STERLIN47,5544% 0.23
FRANG41,5539% 0.35
ALTIN3.532,67% 0,46
BITCOIN83.392,21-0.662

VAKTİNE KALAN SÜRE

:
için vakti

Kadim Şehrin Kültürel ve Tarihsel Mirası

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kadim Şehrin Kültürel ve Tarihsel Mirası

Sivas… Adını duyduğunuzda bile bir vakarın, bir asaletin, bir tarihî ihtişamın yüreğinizde dalgalandığını hissedersiniz. Çünkü Sivas, sadece bir şehir değildir; kökleri binlerce yıl öncesine dayanan bir kültür kalesidir. Bir medeniyet beşiğidir. Yiğitlerin harman olduğu, tarih boyunca Anadolu’nun kaderini belirleyen kararların alındığı kutsal bir toprağın adıdır.

Her taşı, her sokağı tarih kokar Sivas’ın. İlk çağlardan itibaren Hititlerden Romalılara, Selçuklulardan Osmanlılara kadar birçok medeniyet bu topraklarda iz bırakmıştır. Ama Sivas’ı Sivas yapan, onu Anadolu’nun kalbi haline getiren en önemli dönem, hiç şüphesiz Selçuklu ve Osmanlı dönemleridir. Çünkü bu dönemlerde Sivas, Anadolu’nun kültür, bilim ve siyaset merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları döneminde Sivas, medrese ve kervansaraylarıyla ilim ve ticaretin can damarı olmuştur. Gök Medrese, Buruciye Medresesi ve Şifaiye Medresesi gibi yapılar, bugün bile dimdik ayakta duran ve Selçuklu’nun ilme, sanata verdiği değeri gösteren abidevi eserlerdir. Sadece bir taş yığını değil, bilimin ve hikmetin nefes aldığı mekânlardır.

Ama Sivas’ın tarih sahnesindeki en büyük rolü şüphesiz Millî Mücadele döneminde oynanmıştır. 4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi toplanmış, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları bu topraklarda vatanın kurtuluşu için en kritik kararları almıştır. Anadolu’nun bağımsızlık ruhu işte burada filizlenmiştir. O günlerden kalan Atatürk Kongre Müzesi, hâlâ o günlerin ruhunu içinde taşır ve bizlere hatırlatır: “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir!”

Sivas, kültürel zenginliğiyle de göz kamaştırır. Aşıklık geleneğinin en büyük temsilcilerinden biri olan Âşık Veysel bu topraklarda doğmuş, burada sazını eline alıp “Uzun ince bir yoldayım” diyerek milletin ruhunu dile getirmiştir. Türküleriyle, deyişleriyle, sazının teliyle Anadolu insanının yüreğine dokunmuştur.

Ve elbette mutfağı… Sivas köftesiyle, katmeriyle, pezik turşusuyla damak çatlatan bir lezzet diyarıdır. Kışın ayazında içilen Sivas kelle paçası bile başlı başına bir efsanedir.

Bugün Sivas, modernleşme yolunda ilerlerken geçmişine sırtını dönmemiştir. Tarihiyle, kültürüyle, manevi mirasıyla dimdik ayaktadır. Çünkü bu topraklar, bir şehrin ötesinde, bir ruhun, bir kimliğin adıdır. Sivas’ı anlamak, Anadolu’yu anlamaktır. Ve unutulmamalıdır ki, Anadolu ayakta kaldıkça, Sivas da ayakta kalacaktır.

Ne demiş Âşık Veysel:
“Sadık yârim kara topraktır.”
İşte Sivas, o sadakatin adıdır…

YORUM YAP