reklam
reklam
DOLAR42,5258% 0.05
EURO49,6585% 0.11
STERLIN56,8554% 0.13
FRANG53,0171% 0.25
ALTIN5.783,20% 0,52
BITCOIN92.408,63-0.83

Vefa yılında transfere bakış

Yayınlanma Tarihi : Google News
Vefa yılında transfere bakış

Yönetim belirlendi, teknik direktör açıklandı, plan program yapıldı. Kombine fiyatları kamuoyuyla paylaşıldı, antrenmanlar start aldı, transfer çalışmalarına hız verildi, formalar tanıtıldı… Kısacası olması gerekenlere gereken zamanda basıldı düğmeler. Süreç zordu, evet. Belirsizlikler vardı, beklentiler büyüktü. Ama bir yerden başlamak gerekiyordu, başlandı da. “Sürünceme süreci” diyebileceğimiz o kararsızlık günleri artık geride kaldı. Şimdi yavaş yavaş sıra “Yiğidolara” geliyor.

Transfer dönemleri taraftar için umutla sabır arasındaki o ince çizgide yürümek gibidir. Herkes yıldız isim bekler, herkesin gönlünde büyük futbolcular yatar ama gerçekler bütçeyle yüzleşince işler değişir. Bu yıl gerçeklerle hayaller arasında köprü kurmak gibi bir görev düşüyor yönetime. Çünkü bu yıl bir “vefa yılı”. Vefanın en çok da akılcı hareket etmekten geçtiğini unutmamak gerek.

Evet, transferler belki Süper Lig’in vitrinlik isimlerinden oluşmayacak. Belki sosyal medyada “bomba” diye anılan isimler geçmeyecek listede. Ama bu durum, yanlış transfer yapılmasındansa doğrudur. Çünkü kulübün gerçekleri ortada: sınırlı bir bütçe, bonservis konusunda dikkatli davranılması gereken bir tablo, maaş yükünü arttırmadan, geleceğe yatırım yapılabilecek bir strateji ihtiyacı…

Bu tabloda benim tercihim her zaman genç oyunculardan yana. 25 yaş altı, potansiyeli olan, gelişime açık her oyuncu aslında kulübün sadece bugünü değil, yarını için bir teminattır. Genç oyuncu demek hem düşük maliyet, hem yüksek motivasyon hem de sürdürülebilir bir yapı demek. Yıllarca bu ligde kalıcı olabilmenin, sıkıştığında satıp gelir elde edebilmenin yolu da budur zaten.

Transferde bonservis verilmeden alınabilecek, maaş anlamında da kulübü yormayacak kaliteli yaşlı oyuncular varsa elbette düşünülmeli. Tecrübe, özellikle gençleri taşıyabilecek bir omurgada kıymetlidir. Ama böylesi oyuncuların sayısı az olmalı, lokomotif değil denge unsuru olmalıdır. Takım ruhunu bozmayacak, gençleri gölgelemeyecek, aksine onlara yol gösterecek isimler tercih edilmelidir.

Bugün Avrupa futbolunda dahi birçok kulüp transfer stratejilerini bu doğrultuda kuruyor. Alt liglerden, altyapılardan, scout raporlarından çıkan genç oyuncular milyon euroluk isimlerin yerini alıyor. Çünkü modern futbol sadece yetenek değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve mali disiplin oyunu haline geldi. Artık “yıldız almak” değil, “yıldız yaratmak” başarı kriteri.
Bu sezon, vefa yılıysa; en büyük vefa, kulübün geleceğini sağlam temellere oturtmak olacaktır. Hızlı çözümler yerine, sağlam planlar. Parlak isimler yerine, parlayabilecek cevherler. Taraftar elbette umut etmek ister ama sabır da vefanın bir parçasıdır. Bu yıl, belki geçmişin bazı hatalarından ders çıkararak, geleceğin doğru adımlarla kurulacağı bir yıl olabilir.
Yani transferde mantık, duygunun önüne geçmeli. Vefa yılı, aynı zamanda vizyon yılı olmalı. Alınacak her oyuncuda, sadece bu sezon değil önümüzdeki beş sezonun da hesabı yapılmalı.

Unutmayalım: Gelecek, gençlerin ayaklarında yükselecek.

YORUM YAP