
Sivasspor, ligde yavaş yavaş ritmini bulmaya başladı. Bu maçta özellikle “nasıl oynanır, ne oynarsam kazanırım” sorularına sahada cevap veren bir takım izledik. Osman Hoca’nın dokunuşları artık oyun planına net şekilde yansımaya başladı. Elindeki kadro derinliği sınırlı olsa da mevcut oyuncularla bu ligin üstesinden gelebileceğini bu karşılaşmada bir kez daha gösterdi. Artık sıra puanları birer birer değil, üçer üçer toplamaya geldi.
Sakaryaspor karşısında sahaya daha oturmuş, daha organize bir Sivasspor çıktı. Önceki haftalara kıyasla ilk 45 dakikada topa hükmeden, oyun temposunu kontrol eden ve ne yapmak istediğini bilen bir görüntü verdiler. Savunma ile orta saha arasındaki geçiş oyunları bu maçta özellikle ilk yarıda çok daha doğru yapıldı. Dörtlü savunma hattı ve kaleci Ali Şaşal da dahil olmak üzere kolektif olarak sezonun en iyi savunma performanslarından birini ortaya koydu.
Çok eleştirilen Uğur Çiftçi, bu maçta adeta ders niteliğinde bir performans sergileyerek tecrübesini konuşturdu. Savunma hattı zaman zaman küçük konsantrasyon hataları yapsa da genel anlamda alan daraltma, savunma hattını önde kurma ve rakibe geçit vermeme konularında başarılı bir maç çıkardı.
Ancak iş hücum hattına geldiğinde tablo biraz değişiyor. Topu üçüncü bölgeye taşıma konusunda sorun yaşanmıyor ancak hücumu şekillendirme noktasında kanatlar üretkenlikten uzak. Top kanatlara geldiğinde çoğu pozisyon “ezilen toplar” ile sonuçlanıyor. Bekir, ileri uçta tek başına çok çabalıyor ancak topu alamadığında oyundan kopuyor, aldığında ise final pası veya son vuruş kalitesi yetersiz kalıyor. Ethem ve Juan iyi niyetli bir görüntü verse de hücumda etkili olabilecekleri anlarda bir anda oyundan kayboluyorlar. Kamil ve Özkan ise hâlâ bu ligin temposuna ve takıma tam anlamıyla adapte olabilmiş değil. Çok daha üzerine koymaları gerekiyor çünkü bu lig sabır kadar, anlık hataları affetmeyen bir lig.
Rakip Sakaryaspor ise dengeli ve temkinli bir oyun planı sergiledi. “Bugün ne koparırsam kârdır” anlayışıyla sahada olan bir ekipti ve bu durum maçın temposunu da etkiledi. Sivasspor belki bu yüzden çok sırıtmadı ancak bu, oyunun gelişmesi gerektiği gerçeğini değiştirmiyor.
Sonuç olarak Sakarya maçı, adeta önümüzdeki Serik karşılaşmasının bir provası niteliğindeydi. Artık Sivasspor’un bu maçı ne yapıp edip kazanması gerekiyor. Bundan sonraki süreçte 3 puan alınamadığı her maç, takımın mental direncini aşağı çekebilir. Osman Hoca’nın oyun planını daha da ileri taşıması, özellikle ofansif varyasyonları artırması şart.
Ve biz Yiğidolar’a da büyük görev düşüyor. Serik maçında tribünlerde takıma “kazanma havası”nı hissettirmek, bu mücadeleye sadece 11 oyuncunun değil, tüm camianın dahil olduğunu göstermek zorundayız.




