Ülkemizde küçük bir kısım yıllardır noel, sevgililer günü, kadınlar günü gibi bizim inanç ve kültürümüzde olmayan birçok günü kutlamaktaydı. Bilinçsizce yinelenen tekrarlarla bu günler günümüzde artık toplumun geniş bir kesimi tarafından kabul görmektedir. Öyle ki bu günleri unutmak, kutlamamak ayıplanır olmuştur. Günümüzde tüketimi arttıran adeta mecbur kılan bu günlerin çıkışında aslıda bu günleri sömürüye dönüştüren sistemle tezat oluşturan dramlar vardır.
Ben bu yazımda güncel olması nedeniyle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü ele almak istiyorum. Şımartılmış karakterlerin, cehalet ile birleşimi sonucu kokoşça kutlanır olan bu günde aslında çıkış noktası ile çelişir bir hal almıştır.
8 Mart, 1857 yılında ABD’de bir takım sosyal haklar elde etmek için çalıştıkları fabrikada grev başlatan binlerce kadın polis müdahalesi ile karşılaşmış, çıkan yangında 100 den fazla işçi kadın yanarak ölmüştür. Sosyalist gruplar tarafından her yıl 8 Mart tarihinde yaşanan bu dramla ilgili anmalar gerçekleştirilmeye başlanmıştır. 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Kopenhag’da gerçekleştirilen Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, 8 Mart tarihinin Dünya Kadınlar Günü olarak anılması kararlaştırılmıştır. 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen Kadınlar Konferansı’nda ise bu anmanın ismi Dünya Emekçi Kadınlar Günü değiştirildi.
Sosyalist bir anma halini aldığı için ikinci Dünya savaşına kadar bazı ülkeler bu günün anılmasını yasakladı. 1960’da ABD’de işe Dünya Kadınlar Günü olarak anılma yerine kutlanmaya başlandı. Buda ABD müttefiki ülkelere yansıdı. Türkiye’de de kutlanmaya başlandı. 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 1980 darbesinden sonra dört yıl kutlanması yasaklandı. 1984’ten yakın bir tarihimize kadar sol gruplar tarafından anılırken günümüzde geniş kitleler tarafından kutlanmaya devam etmektedir.
Neticede ABD sisteminin bir dramdan doğurduğu bu gün yine ABD tarafından altında yatan dram unutturularak, sömürü sistemine güç katan bir kutlamaya dönüştürülmüştür. Sevgililer gününde olduğu gibi. Bir vesileyle sen tüketti sistem yaşasın. Bilinçsiz ve atılan her adım ve eylem neticede kişiyi biraz daha köleleştirir. İnsanı eleştirdiği ve sövdüğü sistemin ince bir çarkı yapar.
Bu vesileyle ABD emperyalizmi ve kapitalizmin sömürü düzenine karşı hak arayışında yanarak canlarını kaybeden kadınları anıyor, üreten, geliştiren, ülke ekonomisine katkı sunan, bilinçli ve çilekeş Anadolu kadınında 8 Mart Kadınlar Günü’nü kutluyorum.