reklam
reklam
DOLAR42,4503% 0
EURO49,5911% 0.07
STERLIN56,8061% 0.17
FRANG52,9239% -0.31
ALTIN5.751,98% 0,20
BITCOIN92.833,550.419

Hoca yeni hikaye eski

Yayınlanma Tarihi : Google News
Hoca yeni hikaye eski

Yeni bir arayüz, yeni bir heyecan, yeni bir hoca… Ama maalesef sonuç değişmedi: Sivasspor yine kötü başladı, yine kaybetti.
Aslında her şey üst üste geldi. Maçın henüz ikinci dakikasında “gel bizi geç, at ya da attır” dercesine yapılan savunma hatasıyla golü yedik. Sonrasında oyuna ağırlığımızı koyar gibi olduk ama hücumda yapılan amatörce paslar ve bitiricilik eksikliği bir kez daha öne çıktı. Üstüne gereksiz bir faul ve 10 kişi kalmanın bedeli ağır oldu.
Topa sahip olduğun, oyunu yönlendirdiğin bir ilk yarı oynuyorsun ama ceza sahasına girdiğinde ne kaleyi bulabiliyorsun ne de doğru tercihi yapabiliyorsun. Sezon başından beri değişmeyen bu tablo artık can sıkıcı hale geldi. Kanatları kullanmakta zorlanıyoruz; oyuncular sanki ilk kez bu bölgede oynuyormuş gibi tedirgin ve verimsiz. Üstelik kondisyon eksikliği de fazlasıyla göze çarpıyor.
İkili mücadelelerde zayıf, pres gücü yetersiz, geçişlerde ağır… Kısacası Sivasspor’un oyun kimliğinde ciddi bir çözülme var.
İkinci yarıya girerken Mehmet hoca, hücum hattında değişiklik yaptı. Formsuz Avramovski ve hazır olmayan Malle çıktı; Kimpioka ve Badji girdi. Eksik olmasına rağmen 60. dakikaya kadar oyunu domine eden Sivasspor, yine son vuruşlarda tökezledi. Rakip Ümraniyespor ise 10 kişilik Sivasspor’a karşı ne baskı kurabildi ne de ikinci golü aradı.
Ama bizim handikaplı oyunumuz, maalesef skoru değiştirmeye yetmedi.
Dakikalar ilerledikçe oyundaki baskı yerini skora yetişme telaşına bıraktı. Üstelik bir kırmızı kart daha gelince 9 kişiyle son 10 dakikaya girdik. O andan itibaren sahada sadece Sivasspor forması vardı; oyun olarak ise pek bir şey göremedik. Özkan ve Badji’nin kaçırdığı pozisyonlar da tablonun özetiydi.
Gerçek şu ki, Mehmet hocanın işi hiç kolay değil.
Elinde fizik olarak zayıf, özgüvenini kaybetmiş, bireysel kalitesi düşük bir kadro var. Yönetimin borç yükü, transfer yasağı ve moral bozukluğu da cabası. Milli ara ve devre arası belki nefes aldırır ama kısa vadede sihirli bir değnek beklemek hayal olur.
Yine de hocanın bu enkazın içinden çıkıp bir oyun kimliği oturtup oturtamayacağını zaman gösterecek.
Ama bir gerçeği unutmamak lazım:
Bu takımın tek gücü hâlâ taraftarı.
Ne olursa olsun, desteği bırakmamak gerek. Çünkü şu an elde olan sadece bu. Sezona yeniden başlamış gibi davranmak, yeniden inanmak zorundayız. Başka çaremiz yok.

YORUM YAP