
Maçın adı büyük, anlamı daha da büyüktü… Sivasspor, aslanın ağzındaki puan için sahaya çıktı ama ilk düdükten itibaren sahada olan yalnızca formalarıydı.
İlk yarı adına söyleyecek olumlu tek bir cümle yok. Ne motivasyon, ne mentalite, ne de koordinasyon… Galatasaray’ın nasıl oynayacağını izleyen bir Sivasspor vardı sadece sahada. Dönen topları alamayan, topu ayağında tutamayan, pozisyon üretmeyen bir takım… Skor tabelasında 20 dakika dolmadan 3-0 yazarken, oyun anlamında sahada kırmızı-beyazlı forma dışında Sivasspor adına bir iz yoktu. Duran topta da müdahale gelmeyince 4. gol geldi. “Bitsin de gidelim” görüntüsünde bir oyuncu topluluğu izledik. Manaj’ın golü sadece bir teselliydi.
İkinci yarıya üç değişiklikle başlayan Sivasspor, Galatasaray’ın hızını kısmen kesmeyi başarsa da oyun üstünlüğüne karşı direnmek kolay değildi. Neyse ki skor tabelası ilk yarıdaki gibi değişmedi. Bu da psikolojik olarak ikinci yarıda gol yememenin verdiği küçük bir teselli oldu.
Rıza Hoca umarım bu maçla birlikte ideal 11’ini görmüştür. Koita’nın her zaman sahada olması gerektiği artık çok net. Tolga’nın takımın çıkışlarında yarattığı ağırlık da umarım dikkatini çekmiştir.
Bu noktada artık oyun bazlı ya da oyuncu özelinde eleştiri yapmanın çok fazla katkısı olmaz. Çünkü rakip Galatasaray’dı. Favori olan, kalite olarak önde olan taraftı. Ancak bir maç boyunca girdikleri ikili mücadelelerin yalnızca ikisini kazanabilmiş olmak, Sivasspor adına çok talihsiz bir istatistik. Sert değilsin, mücadeleye girmiyorsun, topa yakın değilsin. Bunlarla ligde kalmak mucize olur.
Şimdi önümüzdeki üç maç kaldı. Bu maçlarda mücadele kazanmak zorundasın. Oyun olarak istediğini veremeyebilirsin, ama mücadele etmek başka bir oyun şeklidir. Artık taktik değil, yürek devreye girmeli.
Geldik asıl meseleye: 11 Mayıs 2025, saat 16:00. Bu tarih artık bir şehrin kaderine yazılacak. Sahaya çıkan 11 oyuncunun dışında bir şehir olarak sahada olmak zorundayız. Ne yapacaksak Bodrum maçında yapacağız. Eleştiri de, öfke de, sevinç de o maçtan sonra yaşanmalı.
Bu hafta Sivas’ta herkesin tek gündemi bu maç olmalı. Passolig mi? Gerekirse kaldırın. Diğer kulüplerin yaptığı gibi cezaları ödeyin, kapıları açın. O stat dolmalı. Her maça gelen bir Yiğido, yanında bir kişiyi daha getirmeli. Sesi çıkan herkes tribünde olmalı. Çünkü kazanmak sadece 3 puan değil artık. Bu şehir, bu takımıyla sahada olmalı.