reklam
reklam
DOLAR 32,3368 % 0.16
EURO 35,2111 % 0.05
STERLIN 41,1584 % 0.04
FRANG 36,4153 % 0.12
ALTIN 2.246,92 % 0,15
BITCOIN 2.203.621 -2.434

Bir Şehri Gezmek

Yayınlanma Tarihi :
Bir Şehri Gezmek

İlber Ortaylı ‘Bir Ömür Nasıl Yaşanır?’ isimli kitabında der ki; “Bir şehri gezmek emek ister. Okuyacaksınız, harita bakacaksınız, notlar alacaksınız, fotoğraf çekeceksiniz ve defter tutacaksınız.” Bu kitabı ve bu cümleyi okumadan önce, gençliğimden bugüne fırsat bulduğumda Anadolu’nun birçok beldesi başta olmak üzere yurtiçi ve yurtdışı gezilerim oldu. Onların her birisinde yola çıkmadan gideceğim yerle alakalı yeterli düzeyde bir bilgi edinmeye çalışarak yola çıkmıştım. Gidip gördüğüm yerlerde ise bilgi panolarından, kitaplardan, harita ve fotoğraflardan bilgi edinerek başlamıştım gezmeye…

Ama bu sefer öyle olmadı.

Gezecektim ama biraz daha farklı olarak,  gezmekten daha çok gezdirmek için, anlatmak için yani amatör bir ruhla mihmandarlık yapmak üzere çıkmıştım. Çünkü gezeceğimiz yer, anlatacağımız mekânlar görmediğim ve bilmediğim başka diyarlar değil, doğup büyüdüğüm kendi şehrimdi. Ömrümün yarım asrını aşkın bir süresini bu şehri tanımak ve tanıtmak için araştırdığım, okuduğum, anlattığım ve yazdığım şehri gezecektim. Yine bu sefer kendim için değil, misafirlerimiz için gezecektim ve onlara anlatacaktım. Bu ilk değildi. Çünkü yıllar önce çalıştığım şirkete ülke dışından ve diğer şehirlerden gelen misafirlerimize eşlik etmiş ve gezdirmiştim birçok defa… Bu sefer biraz daha farklıydı. Birlikte olacağım gurubun içinde ağırlıklı olarak ülkemizin önde gelen medyasından ekonomi muhabiri ve editörlerinin ağırlıklı olduğu gazetecilerin de yer aldığı yirmi – yirmi beş kişilik bir guruba eşlik edecektim. Gerçi onlarla birlikte rehberde geliyordu ama kardeşim aracılığıyla benimde eşlik etmemi istemişlerdi. Seve seve kabul ettim, birlikte olmaktan, seçkin bir guruba şehrime dair birkaç kelam etmeyi düşünmekten mutlu oldum açıkçası.

Günlerden Salı, 10 Mayıs 2022…

Sivas’ın kuzeybatısında şehre 22 km uzaklıktaki Nuri Demirağ Havaalanına kardeşimle gidiyoruz. 1.600 rakımlı Merakum tepesine doğru uzanan kıvrımlı yollardan yukarılara çıkarken bu bahar ayının Sivas’a yeni baharlar getireceğini ve buna tanıklık etmenin içimde kaynaşan huzuruyla bakınıyorum yanımızda uzanan bozkıra…  Beyaz kar örtüsünden yeni sıyrılmış olan ve yeşillere bürünmeye başlayan bozkırın bahtının değişeceğini düşünüyorum. İşte birazdan havaalanına inecek uçakla şehrimize gelen işadamları, Anadolu insanına yeni iş kapıları açmak için iki gün şehrimizde olacaklar. Davet ettikleri gazeteci gurubu hem temel atma törenini izleyecek hem de şehrimizin tarihî ve kültürel değerlerini gezip görecekler. Kardeşim ve ben de bu gurupla bir gün geçireceğiz.

Beklediğimiz misafirlerimiz geldi, ayaküstü bir tanışma faslından sonra araçlarımızla ayrılıyoruz havaalanından… Araç havaalanından şehre doğru ilerlerken Çelebiler Köyü civarına geldiğimizde mikrofonu alıp “Orada bir köy var uzakta/ O köy bizim köyümüz/ Gezmesek de, tozmasak da/ o köy bizim köyümüz” kısmını okuyorum Ahmet Kutsi Tecer’in şiirinden. “Bu şiiri sanırım bilmeyeniniz yoktur, yanılıyor muyum?” diye sorduktan sonra devam ediyorum. “İşte bu şiirin yazıldığı köy burası, şimdi onun önünden geçiyoruz.” Diyor ve hikâyesini anlatıyorum şiirin. O günlerde şehre uzak bir mesafede, kuytuda kalmış bir köydür burası.  Her ikisi de Sivas Lisesinde öğretmendir Muzaffer Sarısözen ve Ahmet Kutsi Tecer, iyi bir dostturlar aynı zamanda. Sarıhatipzadeler olarak bilinen Sarısözen ailesinin Çelebiler köyünde bir çiftliği vardır. İki dost öğretmen ve araştırmacı olan Sarısözen ve Tecer, fırsat buldukları çoğu zaman Çelebiler köyüne gelirler, dinlenirler, eğlenirler. Ve köyün karşı yamaçlarında oturup muhabbete daldıkları bir gün yazar şiirini A. Kutsi Tecer… İşte tüm Anadolu’nun dilinde olan o meşhur şiir burada, Çelebiler köyü için yazılmıştır.

Ve biz Çelebiler köyü önünden geçerek Ankara-Sivas karayoluna ulaşıyoruz ve karşıya geçip yol kenarında ağaçlık alanda otantik olarak düzenlenmiş mekânda sabah kahvaltısı için mola veriyoruz. Gazeteci arkadaşlarla Sivas üzerine, tarihine, kültürüne ve tabi ki sanayisi üzerine muhabbete dalıyoruz. Keyifli bir sabah kahvaltısının ardından şehri gezmek üzere tekrar aracımızdayız. Zira geziyi tamamlamamız gerekiyor bugün. Ertesi gün ise buraya gelmenin asıl amacı olan temel atma törenine katılacaklar.

Sivas Nuri Demirağ Organize Sanayi Bölgesinin cazibe merkezi olması nedeniyle yatırım için yoğun taleplerin olduğu şanslı bir yılını yaşıyor. İşte 53 dönümlük arazide 15 milyon avroluk yatırımın temeli atılacak. Robotlu otomasyon sistemleriyle CNC tezgâh üretimi gerçekleştireceği yeni fabrika hem şehrimizin hem ülkemizin önemli yatırımlarından biri olacak. Kendi alanında Türkiye’de lider Avrupa’da sayılı şirketler arasında bulunan, ülkemiz ekonomisine müstesna katkıları ile tanınan Tezmaksan Makina, Sivas’ta katma değeri yüksek ürünler üretecek. Doğdukları topraklara ‘Ahde Vefa’ örneği gösteren yatırımcımız da bu şehrin yetiştirdiği değerli sanayicilerimizden. Sivas gezimize firmanın sahibi ve yönetim kurulu başkanı Sayın Hakan Aydoğdu ve saygıdeğer kardeşleri de eşlik ediyorlar.

Kahvaltı sonrası Sivas gezisine başlıyoruz.

YORUM YAP