Öyle değerli bir maça çıktı ki Sivasspor belki de ligin ilk yarısının en anlamlı maçıydı ve kazanmasını bildi. Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray maçları derken araya Konyaspor galibiyetini sıkıştırmak zorlu fikstür içerisinde kırmızı beyazlılara ilaç gibi geldi.
20 takımlı süper ligte bu hafta hangi takımla oynayalım deyip seçme şansımız olsaydı kesinlikle bu yine Konyaspor olurdu. Evinde tek galibiyetini bulunan, hücum anlamında ligin en zayıf takımı hürriyetinde olan, Hakan Keleş ile de bir türlü toparlanamayan bir rakip karşısında maçın sonuna kadar disiplinli ve istekli oynayan bir Sivasspor vardı.
Topla oynamada, isabetli pas yapmada, rakip ceza sahasında topla buluşmada, korner kullanma gibi istatistiklerde Konyaspor üstün gibi gözüksede, girdiği 3 net pozisyonu değerlendiremeyen, skor üstünlüğünü elinde tutan ve bir başka deyimle kalesini canla başla savunan bir Servet Çetin takımı vardı.
Manaj’ın yokluğunu yer yer hissetsekte, kontra oynuna yatkın bir ileri üçlü vardı. Gerek Rodriguez, gerek Burak ve gerekse de santrafor oynamayı seven Nje ile ağır stoperlerle oynayan rakip karşısında istenileni fazlasıyla yaptılar. 75.dakikada yorulan bu üçlüyü değiştirerek maçı artık koparmalıyız görüntüsü veren Servet hoca, Koita, Kvet ve Barrow ile skor üstünlüğünü tutmayı başardı.
Kazanılan bir maç geride kalan herşeyi unutturur. Unutturduğu gibi de yönetimi, teknik direktörü, oyuncuları ve taraftarı bütünleşir. Zorlu Galatasaray maçı öncesi alınan 3 puan geçmişe perde çektirip yeni bir sayfa açmamız için milat olmalı. Geçmişteki olumsuz herşeye iyi oynamasakta savaşarak kazandığımız bu galibiyet ile çalım atalım.