reklam
reklam
DOLAR 32,5215 % 0.2
EURO 34,5930 % 0.08
STERLIN 40,4326 % 0.13
FRANG 35,6399 % 0.23
ALTIN 2.493,42 % 0,28
BITCOIN 2.092.465 -0.176

Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz

Yayınlanma Tarihi :
Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz

Kahramanmaraş merkezli depremlerle son yüzyılın en büyük doğal afetiyle karşı karşıya kaldık. Binlerce insanımız vefat etti. 50 binden fazla bina yıkıldı. 600 bine yakın aile evsiz kaldı.

500 kilometre kare alan içerisinde yıkım yaşandı. 11 vilayette can kayıplarımız oldu. Bu felaketten ilimizde etkilendi. Can kaybımız olmasada Gürün ilçemizde 250’ye yakın binada hasar oluştu. Depremin ortaya çıkardığı zararın boyutu ise milyar liralarla ifade ediliyor.
Bu ilk değildi. Sonda olmayacak. Yerkürede milyonlarca yıldır süren hareketlilik görünen o ki dünya var oldukça devam edecek. Yerkürede gözlenen hareketlilik hiç son bulmayacak. Yerkürenin oluşumunda bir çok evreye sahne oldu. Buzul çağlar gördü dünya, buzla kaplandı sonra o buzlar eridi. Nuh tufanını gördü dünya, sularla kaplandı sonra o sularda çekildi. Kıtalara ayrıldı sonra o kıtalar birleşmeye başladı ve birleşen kıtalar yeni kıtalar oluşturdu. Türkiye tamda birleşen 3 kıta plakasının tamda kesiştiği noktada bulunuyor. Yer küre üzerinde bu şekilde bir kaç nokta var. Bu şu anlama geliyor. ülkemizin bulunduğu coğrafyada binlerce yıldır depremler oluyor ve olmaya devam edecek. Deprem bizler için beklenmedik bir sürpriz veya kader değil, deprem bizim mutlak bir gerçeğimizdir. Bu gerçekle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Yaşanan afetlerin neden olduğu kayıplara yas tutarken yaşanan depremlerden dersler çıkartmak zorundayız.
Peki çıkarıyormuyuz? Eğer yaşanan depremlerden ders çıkarıyor olsaydık tarihte 4 kez demremlerle haritadan silinen Hatay’da yeniden depreme dayanıksız binalar inşa etmezdik. Bilim insanları Kahramanmaraş depreminin yaklaştığını bas bas bağırırken Kahramanmaraş’ta tedbirler alırdık.
Bu depremin bize yaşattığı korkuyu üzerimizden attıktan bir kaç yıl sonra yeniden normal rutinimize döneceğiz. Mutlak gerçeğimizi unutup yeniden depreme dayanıksız binalar inşa etmeye, milyonlar verip bize tabut olacak binalar inşa etmeye devam edeceğiz. Ev alırken sağlamlığına değil konforuna önem vermeyi sürdüreceğiz. Aynı kayıpları ve acıları yaşamaya devam edeceğiz.
Bizim gibi deprem kuşağında yer alan bir çok ülke depremle yaşamayı öğrendi. Japonya’da 5 yaşındaki bir çocuk bile deprem anında ne yapması gerektiğini bilir. Bunun eğitimi onlara okuma yazmayı öğrenmeden verilir. Neredeyse tüm yapılan depreme dayanıklı inşa edilir. Bizde tek katlı binalar bile insanlara mezar olurken orada 50 katlı binalar çok daha büyük depremleri hasar almadan atlatıyor.
Bizde zaman kaybetmeden eğitim müfredatına Deprem dersini koymalı, halkımızın tamamını deprem konusunda eğitmeli, Afet bakanlığı kurup, afet bütçesi oluşturmalı, çadır ve konteyner stoğumuzu güçlendirmeli, kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırıp sağlam zeminlerde depreme dayanıklı binalar inşa etmeliyiz.
Deprem kaderimiz değildir. Müslüman sadece rabbine ve emirlerine tam teslim olur. Müslüman akılcıdır, rabbinin kendine sunduğu en kıymetli şey olan aklı kullanmalı, akılcı olmalıdır. Tüm tedbirleri alıp sonra sığınmalıdır. Aklın gösterdiği işlerin tersini yapıp olana “kader” demek, kadercilik değil ahmaklık olur.

YORUM YAP